www.flickr.com
Mochi83's photos More of Mochi83's photos

Monday, June 23, 2008

Türkiye susturdu...


Cuma günü Türkiye'nin zaferini resmen agzimiz acik izledik.. 119.dk'da tam hersey bitti elvada Euro 2008 derken, 121.dk'da Semih'in golu herhande 2dk icinde bir insanin yasayabilecegi en garip duygulari yasatti.. Türkiye bu turnuvayi en heyecanli yapan takim oldu ve artik kazansa da kaybetmesede turnuvanın en unutulmaz takimi olacagi kesinlesti.. insallah Carsamba gunu Almanya macindan sonra da yolumuza devam ederiz...

Thursday, June 19, 2008

babalar günü!


babalar gunumuz cok keyifli gecti.. annemler evde olmamin tadini cikartmak icin hizmetimden yararlandilar dogrusu cakmadim degil! gece 3'te eve geldikten sonra sabah 9bucuk'ta kalkip ozel kahvaltimi hazirlamaya koyuldum.. Kahvaltiya baslamamiz 11'i buldu tabi:) kahvalti deyip gecmeyelim lutfeeen.. ozel yumurtam mexican scrambled yumurtayi yapmak icin koyuldum.. avokado, kara fasulye dip ve salsa ile yumurtalari pisirdikten sonra uzerine cheddar peynirini koydum..
hic resim olmadigi icin kanitim yok malesef..butun kanitlar mideye indirilmis vaziyetteydi!
zaten bir de resim icin insanlari bekletsem herkes acliktan bayilicakti..
menumune annemin special boregi ve cilekli tartini da ekleyince sofra pek guzel gozuktu..
ayrica bir Cafe Organico klasigi olan "Smoothie"lerden yaptim, onceden dondurdugum muz ve cilekleri portakal suyu ile smoothie haline getirdim..
Bir de patetesli bir yan dish yapiyim dedim onun da tarifini coook guzel bir siteden aldim, resmini en azindan burdan gorebiliriz; http://thepioneerwoman.com/cooking/2008/06/crash-hot-potatoes/
tabi benim yaptiklarim bu kadar artisttik durmuyordu ama lezzeti cok yerindeydi yapmasi da cok guzel ve sik duran bir yemek..
bunu da alnimizin akiyla atlattiktan sonra yemegimize baslayabildik:)

babam icin cok hediye alamasamda Martha Stewart'tan 3 yasindakiler icin babalarina hediye icin onerdigi el isini yaptim:) resmini su anda yukleyemedim ama Costa Rica'li bazilari gorunce catlicak kanimca:)

Neyse bole geldi gecti iste bol yemekli bir babalar gunu.. yine nesemiz, tadimiz tuzumuz vejerteryan sarisin bombamizi ozleyip durdukkkk o daha tatli tatli uyurken!

euro2008


Euro2008 bi anda herkesin ilgisini cekti.. Turkiye'nin boyle bir basari gosterecegini kimse beklemiyordu.. Aslında cok ta ilgilenmiyodum ama maclarda Fatih Terim'in hareketlerini gorunce maclari izlemek gercekten cok eglenceli oldu.. bir de gol attigimizdaki sevincleri izlemek insanin tuylerini diken diken eden cinsten..
Ulke olarak her yonden zor bir donemden gecerken bu sevinclere hala "bir" olabilecek bir ulke olacagimiza inancimi arttirdi.. bence bu turnuva Türkiye icin sadece bir futbol macindan ibaret degil..zaten spor camiasindaki yasanan gerginlikler de oyle olmadiginin bir kaniti..


Cuma gunu Hırvatistan maci var.. Fatih Terim'e bol sans diliyorum sonra sanstan olmadi dese de bence ihtiyaci olacak:)
Viyana'nın kucuk sokaklarina ve gunesli havalarinda gezerken Euro2008 hazirliklarindan memnun olmayan yerli halk bakalım Turkleri o sokaklarda gorunce ne yapacak:)

Friday, June 06, 2008

affetmek ve sex and the city


geçen aksam sex and the city'e gittik.. ne kadar farkli bir hayat tarzlari da olsa, dünyanın öbür ucunda da olsa kadinlarin derdinin aynı oldugunu gormek hostu.

Ayşe Özyılmazer yazısında filmi çok güzel özetlemiş:

"* Bir kadının en büyük yatırımı kız arkadaşlarıdır.

* Elalemi boşver, kendi kurallarını kendin koy.

* İletişimi koparttın mı ilişkiler yan yatmaya hazırdır.

* Bi zahmet SMS ve e-mail'lerinizi kontrol edin e mi!

Ve işte gerçek şöyle:* Bir erkek için asla kendinden vazgeçme!"


aslında ben bunlara bir de "affetmenin verdiği huzur'u" eklemek istiyorum.. kolay affedebilen bir insan olarak gurur, kin gibi şeylerden hep uzak durmusumdur..bilmiorum belkide otekiler de memnunlardir hallelerinden ama ben kinci ve gurur yuzunden kendi kendini yiyen biri olamam..


ama olay su ki bir iliskide affeden olmak her zaman sizi daha guclu yapiyor.. eger affedilmeyi hak eden biri ne kadar sansli oldugunu anlayamiyorsa zaten ayni hatayi tekrar yapar ve o zaman sansini kaybeder..


bir de insanlara ikinci sansi vermek gerekiyor cunku hepimiz insaniz hepimiz hata yapioruz ve bazen affedilmek istiyoruz.. yinede kurallarımız olmali tabi.


film insani hem cesaretlendiriyor, hem umutlandiriyor hem de kotumser yapiyor.. ama hayat bu tur seylerle dolu değil mi? acilar, hastalıklar, zorluklar, beklentiler, mutluluklar, goz yaslari..

yalansiz, cikarsiz, icten, karsiliksiz asklara ve dostlar'a icelim...

Thursday, June 05, 2008

from beethoven from sex & the city

Be calm, only by a calm consideration of our existence can we achieve our purpose to live together
Be calm - love me - today - yesterday - what tearful longings for you - you - you - my life - my all - farewell.
Oh continue to love me - never misjudge the most faithful heart of your beloved.
ever thine
ever mine
ever ours

Vienna


Gecen haftasonu dogumgunu hediyem olan Viyana seyahatimize çıktık.. Viyana araştırmalarımdaki gibi çok keyifli, canlı ve küçük bir şehir çıktı.. Şehir merkezinin küçük olması ve gezilecek yerlerin birbirine yakın olması 3 gune birçok şeyi sıgdırmamızı sağladı.

En güzeli şehri metro ile karış karış gezebilmek ve turist olarak rahatca gezebilmekti..

Birbirinden güzel kafe, tarihi binalar içinde az nüfusuyla sessiz sokakları Viyana'yi yasanmak icin ideal bir sehir haline getirmis..
Hasburg ailesinin sarayları, görkemli kiliseleri hem bu ülkenin ne kadar degerli oldugunu hem de tarihte neler yasayarak bugüne geldigini gösteriyor.. Tabi bir de günümüze kadar bu güzellikleri ne kadar basariyla sakladiklari ve dünyaya nasıl duyurduklarını gorunce tebrik ediyorum..
Yemeklerini saymakla bitmez, applestrudel, sinitzel, Sacher torte, bir sürü güzel kahve ve farklı tatlarla dolu bir mutfağı var..
Mozart çikulatalarını nerdeyse yerlerde satacak kadar abartmaları, her restorantta apple strudel, sacher torte olmasi su kucuk ulkenin kendini disariya ne kadar guclu oldugu gosteriyor bence..
Bizde arasanız Safranbolu lokumlarını taaa nerelerde bulursunuz, bir sürü alışveriş merkezi var hiçbirinde Türkiye'nin meşhuuuur şeyleri yok. Bir döner kebabımız var o da ucuz mekanlara koyuluyor ama Viyana'da her sokakta pahalı-ucuz farketmeden pastaneler, kafeler mevcut.. biz kendimizi mi begenmiyoruz nedir.. lokumları saklıyoruz, donerleri saklıyoruz, akide şekerlerini, Beyoğlu çikulatasını saklıyoruz.. cayimizi bile bazi kafeler poset cay olarak veriyor! inanılır gibi degil.. bize özgü şeyleri bizler bile benimseyemiyoruz artık etrafımızdaki onca yabanci ürünlere yöneliyoruz.. neyse bu kadar elestiriden sonra tabiki ülkemin kahvesi olsun, dondurmasi ve bir çok farklı mutfağı olsun Viyana'dan çok daha üstün oldugumuzu bilmek aslında üzüyor beni..

19 mayıs'ta agva



19 mayıs'ta tatili fırsat bilip bol bol gezdim... uzun bir haftasonu oldugu icin her ihtiyacimi karsilamam icin idealdi. önce anneyle bir gezinti, sonra aksam taksimde arkadaslarimizla guzel bir gece gecirip günümü dolu dolu gecirmeyi basardim. malum ertesi günde iş için ayılma, kendine gelme günü olmadığı için sabahtan attık kendimizi sokaga ve agva yolunu tuttuk.. tabiki yolda giderken yol calismasi nedeniyle bir sıkışıklık yaşadik ve karnimiz iyice acikti..kendimizi gozlemecilere zor attik! eh tabi istanbul sosyetesi olunca gozlemeler pek begenilmedi ama bana o sirada ne yesem dunyanin en guzel yemegi geldigi icin sorun yasamadim..zaten yemek olsunda ne olursa olsun diyen biri icin kotu yemek bile ac kalmaktan iyidir! hani derler ya reklamin iyisi kotusu olmaz diye! benim icinde yemegin iyisi kotusu olmaz! kotu de olsa edindigimiz bir deneyim, bir konusma konusu yanimiza kar kalir! hehe bu bakis acisini sevdim cok mu polyanna'yim?

neyse yolumuza devam edelim.. agva yolu cok guzeldi, ormanlar,yesil, gokyuzu mavisi,gunes tam bir yaz havasiydi.. gol kenarina geldiginizde biraz soguk oldu ama gunes varken bir sorun yasamadik..
midede hala gozlemeler oldugu icin once biraz aktivite yapalim dedik ve kayigimizi kiraladik! cok cabalasamda beceremedim iki kolumu ayni anda hareket etmeye! e zaten kizlara gore diil bu isler..erkek isine karismiyim dedim taktim muzigimi rahat rahat sefa yaptim..

Sira yemege geldiginde artik baya bi acikmistik..Gizli Bahçe restorantında güzel bir yemek yedik.. soguk iyice bastırdı bu arada.. yemekten sonra arkadaslar kisa bir atv turu yapti ve ordan deniz bisikletimize binip yine nehirde bir tur attik.. yine erkek isine pek karismiyim dedim keyfime baktim:)
istanbul'a dönme vakti gelmisti..insana garip bir pazar sendromu cokuyordu..bunu asmak ve pazartesi gununun tatil olduguna kendimizi inandirmak icin eve gitmedik ve bir yerde monopoly oynadik..artik yorgunluktan bitkin dusmustuk ondan Pazartesi gunu zor gecti.. pazartesi gunu de "pazar" sendromu yasayarak gecti ama arasira bole kucuk tatiller hem isi ozlemeye yariyo hem de haftasonunu gercekten 2 gun yasayabiliorum..