Friday, December 28, 2007
herkese iyi seneler!
Posted by G.O. at 6:00 AM 1 comments
interaktif coca-cola
Posted by G.O. at 2:02 AM 0 comments
Labels: coca-cola, mutlulukfabrikasi
Monday, December 24, 2007
I love Google!
Posted by G.O. at 5:09 AM 0 comments
Ankara'da bir bayram...
Bu bayram Ankara'daki arkadaşlarımızı ziyaret etmeye gittik..hem İstanbul'da yapıcak aktivitelerden sıkılmış olmamız hem de benim uzuuun yıllardır Ankara'yı görmemenden kaynaklanan nedenlerden bayramı ailemle kutlayamadım.. Ankara'yı tahminimden daha çok begendim..tabi İstanbul'dan cok farklıydı..yinede bir ülkenin yönetildiği şehirde olmak güzeldi..
Ankara'ya vardığımızda kara iklimini ilk defa görmüş oldum sanırım..Kapadokya dışında İç Anadolu bölgesine gitmemişim heralde hiç böyle bir soğuk görmedim yani.. Tatil boyunca sıcaklık eksi derecelerdeydi ve ne kadar çok sey gitsemde üşümeme engel olamadım..
Bayram'da Ankara'nın boş olması da keyifliydi ama gitmek istediğimiz restorantların kapali olmasi İstanbul'dan en büyük farkıydı sanırım.. Bayram dolayısıyla kapali olmanin mantigini da anlayamadim cunku bayram demek 1.günden sonra gezmek anlamina gelmezmi? :)
Ankara'daki oyun kafelerinden Seyir kafe'de sıcak bir çay içtikten ve blöf ve eşşek oynadıktan sonra aksam yemeğini 7. Cadde'nin oralarda Edesa Kebap'ta yedik..gercekten cok lezzetli bir yerdi.. dönüşte evde Tabu XL oynadık..Tabu cok keyifli bir oyun XL versiyonunu ilk defa oynadim cok keyif aldim ama oynarken kan ter icinde kaldik biri su oyunların kuralini daha detayli yazmali! Yani içinde "ev" kelimesi tabu olan bir kelime anlatırken "yeni evli" demek olurmu olmazmi? gercekten tartisma konusu :)
Posted by G.O. at 4:01 AM 2 comments
Monday, December 17, 2007
Richmond Nua'da haftasonu
Posted by G.O. at 2:08 AM 0 comments
Tuesday, December 11, 2007
Steve Jobs - Aç Kal Budala Kal (Alt Yazili)
Steve Jobs - Aç Kal Budala Kal (Alt Yazili)
Video sent by morketing
hayatta başımıza gelenlerin bir nedeni oldugunun gercek bir örneği..
Posted by G.O. at 6:37 AM 0 comments
8. Pazarlama Zirvesi
6-7 Aralık tarihlerinde gerçekleşen Pazarlama Zirvesi başarılı konuşmacılarıyla bizi aydınlattı. Konuşmacılardan Costas Markides'in değindiği innovasyon ve hızın önemi, dünyadaki markaların başarı hikayeleri ve kişilerin sahip olduğu yaraticilik unsurları etkileyiciydi..
Wikinomics yazarı Don Tapscott'ta Web 2.0'in nasil her yere yayıldığını ve çocukların teknolojiden korkmadıklarını ve e-mail'in artık "formal" kaldığı düşüncesi teknolojinin ne kadar hızlı ilerlediğini gösterdi..Kendi yazdığı kitabının sonunu okuyucularına bırakması ve insanların kendi istediği gibi kitabın sonunu getirmesine yönelik internet sayfasında yaptığı çalışması ile de web 2.0 kavramına verdiği önemi gösterdi.. Kendisinin değindiği başka bir konu da artık insanların internette takılırken, bir şeyler öğrenme, eğlenme, sosyalleşme, paylaşma gibi bir çok aktiviteyi bir arada yapabilmeleri günümüzde internetin ne kadar faydalı ve gün geçtikçe bizi kendine bağladığının göstergesi..
Daniela Krautsack'in yaptığı Ambient Media hakkındaki sunum oldukça başarılıydı.. Kendisi insanların Ambient reklamlara farklı ülkelerden bakış açılarını analiz etmekte.. Yeni reklam çeşitlerinden gösterdiği özellikle Fogscreen teknolojisi çok başarılıydı.. Philips'in yeni çıkardığı ışıklı kumaşlar, lazer teknolojisi ile düzenlenen defileler, sokaklarda lazer ışıklarıyla yapılan reklamlar ve bir sürü daha reklam türlerinin Türkiye'ye de gelmesini diliyorum.. Ambient Medya'nın en önemli farkı müşterileri touch point'lerinde yakalama şansı oldukça fazla.. bir kaç örneği koymak istedim..
Posted by G.O. at 12:35 AM 0 comments
Thursday, December 06, 2007
IPTV
IPTV son günlerin modası.. gerci daha Türkiye'de cok yeni ama eminim 3G geldikten sonra en populer konularindan biri olucak..Bugun katıldıgım 8.Pazarlamanın Zirvesi'nde de Türk Telekom'un pazarlama müdürü de bu uygulamanın projelerinin arasında oldugunu anlatıyorlardı.. Dünya'da da en yaygın IPTV uygulaması yapan site http://www.joost.com/ aynı zamanda NTV'nin çıkardığı www.sipru.com ürünü bu uygulamaların tutacağının sinyallerini veriyor.. 3G gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum böylece televizyonun esiri olmicam ama tabi annemlerle vakit gecirdiğim en büyük aktivite olmasından dolayı ev halkı bu işe pek sevinmicektir hehe:)
Posted by G.O. at 11:04 AM 0 comments
Hearthbreaker Kid
Haftasonu gittiğimiz Şıp Sevdi filmi gercekten cok komik ve cok eglenceliydi.. sinemaya girince kasılmayı, gerilmeyi, korkmayı hic sevmem..huzurlu, neseli, ic acan filmlere gitmeyi tercih ediyorum..belkide hayat zaten cok yorucu ve cozmeye calistigimiz irili ufakli bir cok sorunla dolu oldugu icin bir de filmlere gidip uzulmekten zevk alanlari anlayamiyorum.. bu nedenle secme sansi bende oldugu zaman boyle komik ve ic acici filmlere gidiyorum.. Zaten Ben Stiller yine artisligini konusturmus.. tabi filmde guzel noktalarda vardi..mesela erkeklerin neden evlilikten kacmak icin binbir bahane uydurdugu gibi.. bir de nedense filmlerde erkekler hep evlenince hayatlari bitiyormus gibi rollerde oynarlar..ornegin evde mac partisi veremezler, gece yanliz erkek arkadaslariyla gezemezler.. ama bence gercek hayatta normal evliliklerde hic te boyle seyler olmuyor.. o zmn bu filmler niye toplumu kotu etkilicek mesajlar veriyor:) tabi bazen filmlerde erkekler fazla romantik olur o zmn da erkekler "e ne de olsa bunlar filmlerde olur ancak der" o zmn neden evlenince "erkekler eslerinin kolesi olur" imaji sadece filmlerde oldugunu kabul etmiyorusunuz:))
Posted by G.O. at 10:55 AM 0 comments
Labels: şıpsevdi
Friday, November 30, 2007
İnteraktif pazarlama zirvesinin ardından...
Geçen Çarşamba Hilton Convention Center'da gerçekleştirilen İnteraktif Pazarlama Zivesi (İPZ) güzel konuşmacıları ve dolu içerikleri ile keyifli saatler geçirdik.. Bu seminerde cok ilginc seyler öğrendim.. Örneğin Hillary Cliton'un bile bir facebook hesabı olması, flickr hesabı olması gibi.. aynı zamanda internet dünyasının kişileri asıl olmak istedikleri kişiliğe dönüştürme şansını veriyo olması düşündürücü bir yargıydı.. Her geçen gün interaktif pazarlama agresiflesiyor..markalar birbirleriyle bir çok platformda savasa devam ediyor.. facebook cilginliginda Fortis Türkiye Kupası uygulamasının 18.000 üyesi olması da başarılı bir proje oldugunu ogrendim..
Pazarlamanın yaygınlasabilecegi daha cok alan gorucez sanirim..yani kapitalizm devam ettikce pazarlama asla ölmicek ve giderek hayatımızın icine giricek..
Psikiatrist Cem Mumcu'yu dinlemekte cok keyifliydi..kendisinin özellikle kişilerin internet üzerindeki kimliklerini gerçek kimliklerinden cok farklı göstermelerinin nelere sebep oldugunu aciklamasi süperdi.. ayni zamanda bahsetmis oldugu simdiki genclerin "unlu olma sevdası" tespitini cok dogru buluyorum.. su anda herkes sanal alemde olsun gercek dunyada olsun (ki ikisi birbirine girmis durumda) bir yerlerde taninmak istiyor ve adinin gecmesini istiyor..hangimiz google'da ismimizi aramıyoruz ve cikan sonuclari gorunce sevinmiyoruz? teknoloji bizi yonlendiriyor ve hayata bakisimizi degistirmeye devam edicege benziyor..
Posted by G.O. at 1:31 AM 0 comments
Monday, November 26, 2007
Interaktif Pazarlama Zirvesi
Interaktif pazarlama hakkında katılabileceğiniz güzel bir seminer.. 28 Kasım'da Hilton Convetion Center'da.. detayli bilgi için tıklayın...
Posted by G.O. at 7:19 AM 0 comments
Thursday, November 22, 2007
yılbaşı pazarlama aktiviteleri
Posted by G.O. at 4:01 AM 3 comments
Wednesday, November 14, 2007
erkek kuaförler
kuaförlerin neden erkek olduğunu hep düşünmüşümdür..bu cumartesi saçlarımı kestirmek için gittiğimde yine aynı hislerle döndüm.. kuaför kadınlar da yok diil tabi ama cogunluk hep erkek.. kadin kuaforler olsaydi neler degisirdi? oncelikle sacimi kestirirken hissettigim duygulari anlar ve beni sakinlestirmeye calisabilirdi.. ya da bana trendleri anlatabilirdi..sacimi uzatmak icin ne kadar emek sarf ettigimi anlardi ve onlari keserken biraz daha temkinli davranabilirdi.. ama tum erkek kuaforler oturttu mu koltuga bir kadini baslar kesmeye dur durdurabilirsen.. bu yuzden hep korkuyla gittim sac kestirmeye ve gittikce azalmaya basladi bu ziyaretlerim..en sonunda 6 ayda bir gitmeye basladim cunku ancak o zaman upuzun saclardan sıkılıp bu sıkıntıya dayanabiliyorum..ancak o zaman giden saclarim icin uzulmuorum.. bence kuaforler kesinlikle kadin olmali!!!!
Posted by G.O. at 2:37 AM 0 comments
Tuesday, November 06, 2007
sukutu hayal...
Ne başlayabildik doğru dürüst
Ne de bitirebildik
Ne vazgeçebildim bilirsin beni
Ne de anlatabildim
Ah bu aşk iflah etmez beni
Vurulsa umrumda değil
Biliyorum
Zaman sen diyorlar çaresi
Geç de nasıl geçersen geç bildiğin gibi
Ah şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
Hiç kimseye böylesine yenilmedi
Ne yapsam ne söylesem de değişmedi
Ama Al dedim vur demedim ki
Ayakta hislerim dilimde düğümler
Söz geçmiyor ki kendime
Mecalim yok
Anlat diyorsun ya bendeki usul kıyameti
Hani birisi daha çok sever yaBizimkisi o misal
Meğer o vefasız çoktan gitmiş
Gel de anlat kendine gel de anlat ellere
hayatta hergun farklı..bir gun mutlu, bir gun umutlu, bir gun karanlık..cok karanlık.. meger o vefasız coktan gitmis..
Posted by G.O. at 5:01 AM 1 comments
Labels: nev, sukutu hayal
Thursday, November 01, 2007
ayse arman'dan güzel bir tespit daha..
gecen pazartesi Ayşe Arman'ın yazısı bana cok anlamlı geldi.. bence herkesin iyi gün dostuna kotu gun dostundan daha cok ihtiyacı var.. Herkes dostunun güzel gününde birbirine sarilip onunla birlikte sevinmeli.. hayatınızdaki en güzel haberleri dostlarınızdan saklamak zorunda kalmamalısınız.. dostlarınızda sizin güzel anlarınızda içerlememeli, kotu dusunmemeli ve kıskanmamalı.. insanlar artık "mutluyum" demekten bile uzaklasti.. herkes hakkındaki kotu seyleri daha kolay soler oldu.. bu yuzden hayatimizdaki guzellikleri daha az gorur olduk.. bilmiorum etkiledi bu yazi beni.. sizde okuyun isterseniz..
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=7577022&yazarid=12
Posted by G.O. at 8:06 AM 0 comments
Monday, October 29, 2007
84. Cumhuriyet Bayramı!
Bu sene her yılkinden daha gösterisli kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet bayramı'nda Bağdat Caddesi inanılmaz bir kalabalık yaşıyor.. Bogaz koprusun'de teknelerden atılan havai fisekler muthis bir manzara yaratti aynı zamanda 800 metre uzunlugundaki kopruden akan isiklar mukemmeldi.. Gosteriler, yuruyusler her ne kadar insanin tuylerini urpertse de su anda bir yerlerde bu ulkenin sinirlarini koruyan askerlerimizin icinde bulundugu zorlugu unutmamiz imkansiz..
Bugun Google yine guzel bir banner koyarak benim icin marka askini surdurmeye devam ediyor..
Posted by G.O. at 10:54 AM 0 comments
Sunday, October 28, 2007
Altın Portakal Film Festivali 2007
Posted by G.O. at 3:57 PM 0 comments
popcorn parties..
Popcorn yapmayı kucuklukten beri cok severim.. hem yagsiz tuzsuz olanlarinin cok kalorili olmadigini ogrendikten sonra evde canim sIkildikca yapip bana sıkıcı gecelerde eslik etmesini sagliyorum.. Bir yemek programinda popcorn yaparken bir puf noktasi soylemislerdi.. Popcorn yapicaginiz tavanin atesini actiktan sonra 3 adet "cin misirini" tavaya onceden koyup onlar patladiktan sonra istediginiz kadar misiri atip patlamanin daha cabuk olmasini saglayabiliyorsunuz.. benden solemesi..
Posted by G.O. at 3:30 PM 0 comments
because I said so
Posted by G.O. at 3:21 PM 0 comments
Labels: beacuse I said so
Sunday, October 07, 2007
kısa bir aradan sonra...
blogumun sessizligi sonunda bozuyorum! su son 3 hafta nasil gecti anlamadim..Ablamin gelmesiyle günler son sürat geçmeye başladi..derken bu sirada cok istedigim bir isten kabul geldi ve yarin itibariyle is hayatim offically basliyor..bugun garip bi heyecan var icimde sanki geri sayimda gibiyim..safak 18 saat:) hadi hayirlisi.. isi birakmamdan tam 1 ay gecti ve simdi yine kosusturmali gunler basliyor.. bu sirada ise baslamadan tam bir istanbul turu yaptim ve ise basladiktan sonra gitmeye kasicagim bir cok yere gittik.. Gecen hafta İstinye Park, Ikea, Kapalı Çarşı'ya gittik..ondan onceki hafta Roxy'inin açılısına gittik ve büyük ihtimalle bütün kış bi daha gitmeyebilirim cunku oyle bir kalabalik vardı ki boğuluyorum sandim.. 3 Haftada yazin coook ender gittigimiz sinemaya 3 kere gittim.. No Reservations, Lisence to Wed ve Goya's Ghost.. İlk ikisini herkese cok tavsiye ederim..gerçi lisence to wed'e erkek arkadaşınızla sakın gitmeyin ya da evlenmeye yakınsanız hiç gitmeyin insanın gerçekten morali bozuluyor! Goya'nın hayaleti'de 16.yy'dan hoşlanıyorsanız ve içinizi sıkmak istiyorsanız gidebilirsiniz tabi..
İşe başlamadan yapmak istedigim çoğu şeyi yapabildim ama yapamadigim bi o kadarda sey kaldi.. Cook uzun zamandir ara verdigim takılarıma vakit ayırdım ve kendime bir iki guzel parca yapabildim sonunda.. odamdan sonunda universite kitaplarini ve defterlerimi kaldirdim ve ustumden bir yuk kalkti! aslinda daha çok annemin kalkti galiba:))
issiz kalmam kisa sursede cok keyifliydi..ozellikle pazar gecelerin kiymetini daha yeni anlamaya baslamistim..arkadaslarim pazar geceleri kabuslari yasarken ben pazarlari bile gece 3'e kadar oturabiliyordum..olsun simdi pazarlar ve diger tatil gunleri benim icin daha degerli olucak.. hem ise basladigim haftanin bayrama denk gelmesi de sanirim alismam icin daha iyi olucak bu tempoya!!.. simdiden happy monday! :)
Posted by G.O. at 6:21 AM 0 comments
Monday, September 10, 2007
Otto Santralİstanbul açılışı
Posted by G.O. at 7:15 AM 2 comments
Wednesday, September 05, 2007
Limonlu Kekim!
Posted by G.O. at 2:32 AM 0 comments
Monday, September 03, 2007
Ajda Diskoda
Posted by G.O. at 4:59 AM 0 comments
Monday, August 27, 2007
Tatil dönüşü
1 Haftalık Tatil Planı:
Tatilimizin en güzel plajı senelerdir en çok sevdiğim Bodrum Xuma Beach'ti.. Bu mekan senelerdir kalitesini devam ettirebilen ender işletmelerden.. Bodrum'da Türkbükü'nün piyasa olmak için dipdibe oturulan iskelelerine karşı Xuma hem geniş yer alanı hem de içinde tenis, basket, voleybol gibi bir çok aktiviteyi yapma şansı sunuyor! Ayrıca yemekleri özellikle pizaları ve frozen içecekleri inanılmaz lezzeti! Şimdi kim sağ'da Xuma Beach'in hamaklarından birinde olmak istemezdi ki!?
Eğlenceli, maceralı güzel bir gezi oldu ve sonunda tekrar İstanbul'da strese ve trafiğe döndük.. Çalışmanın en güzel yanı tatillerin kıymetinin artması sanırım..Herkese yazın son günlerinde tatile çıkmasını ve kışa kendisini hazırlamasını dilerim!
Posted by G.O. at 8:23 AM 0 comments
Labels: agrilla, altaypansiyon, baynihat, çeşme-alaçatı, cunda, Sun Sea Beach, Xuma beach
Monday, August 06, 2007
Susurluk-Ulusoy Outlet Tesisleri
İstanbul-Çeşme arası yolculuğumuzda yeni adresimiz Ulusoy Outlet tesisleri..Susurluk'ta tarihi Varan tesislerine inanılmaz fark atmış durumda! Yolda çok uzun molalar vermediğimiz için içine girip çok vakit geçirmedik ama gözümüze; İskender Express bu gidişimizde çarptı ve dönüş yolunda yemeğe karar verdik. İskender Express bildiğimiz İskenderoğlu Kebapçısı'nın fast food versiyonu. Kendilerini bu girişimlerinden dolayı kutluyoruz. Gerçekten çağa ayak uyduran ender Türk şirketlerinden olarak bulduk. En güzeli İskender kebab dürümün içine koydukları Patlıcan ezme ile birleştirerek mükemmel bir tat elde etmişler. Bu lezzeti yolda çok uygun fiyata menü olarak sunmaları da çok başarılıydı.
Yanlız tesislerin en kötü özelliğinin şu sıralar yaşadığımız ve daha uzun zaman yaşayacağımız su sıkıntısına rağmen araba yıkamacıların tesislerde çok fazla su harcamaları olduğunu farketmemek mümkün değil. Onca araba orda yıkatılıp sonra tekrar yolda kirlenmesi de boşuna su israfının göstergesi zaten. Ne zaman böyle şeylere duyarlı bir ülke olucaz ve bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığını bırakıcaz bilemiyorum..
Posted by G.O. at 5:47 AM 1 comments
Wednesday, August 01, 2007
Cow Parade
Uluslararası Cow Parade sergisi Istanbul'da! Akmerkez'de de bir ineğimiz var! Akmerkez'deki pek karizmatik, siyah üzeri taşlı şık bir inek olmuş!:) Bu Elvis İneği'ni de diğer çalışmalar gibi çok beğendim!!!
Haberi okumak isteyenlere: http://kultur.sabah.com.tr/dosya/dosya-3918.html
Posted by G.O. at 7:52 AM 2 comments
baby is married!
Adile Sultan Kasrı'nda gerceklesen bu dugun yemekleriyle, muzikleriyle ve sinirsiz icki servisiyle muhtesemdi! Piste cikanlara oncelikle klasik shot'lardan dagitildi, dagatan kizlarin guzel olmasi da gozumuzden kacmadi:) zaten kizlar o adar israrci olmasa herkes boyle dagalmazdi! Sonra gelen siringa shotlar cok ilgincti! Agzimiza siringalarla ickileri icirdiler! Daha sonra gelen Biberon shot'lar ise son noktayi koydular! Nedense film orda koptu cunku shotlar cok agardilar.. sonuc olarak geceyi 10-15 shot, 3 siringa ve 2 biberon ile bitirdik! Karacigerim nasil hissetti bilmiorum, ayrica hic bu kadar dans etmemistim bi gece heralde siringalar gazi verdi! İckileri getiren firma Alcoholoco'ymus gercekten cok basarili! Ne diyelimm herkesin dugununu boyle eglenceli nasip etsin!!!
Posted by G.O. at 1:22 AM 0 comments
Thursday, July 26, 2007
Nexcare website
Posted by G.O. at 7:03 AM 0 comments
Bride to be!
Posted by G.O. at 6:35 AM 0 comments
Friday, July 13, 2007
Thursday, July 12, 2007
Nintendo DS Yoshi Touch and Go
Posted by G.O. at 4:04 AM 0 comments
Labels: Nintendo DS, Yoshi Touch and Go
Thursday, July 05, 2007
çeşme çeşme...
Kizlarla geçen haftasonunu birleştirerek 4 gün Çeşme macerası yaşadık! Gerçekten kız olmak zor:) Mesela hiç bir erkek araba kiraladığında arabayla resmini kro gibi çektirip arabanın orasını burasını kontrol etmeden çizik içinde almaz! Allah'tan DECAR sağolsun hiçbir sorun çıkmadı ama başta halimize çok güldük arabanın çizik içindeki halini görünce...
Alaçatı'da lezzetli bir kahvaltıdan sonra Ilıca'da Delmar otelimize ulaşınca kapımızın kilitlenmediğini görünce de tatile "hadi hayırlısı" diyerek başladık:) İlk gün Seaside'a gittik ve akşamüstü Dost Pide'de Gülo'nunda gelmesiyle 4'lüyü tamamladık.. Tam bir "altın kızlar tatilde" grubuyduk.. Gecesinde Dalyan'da keyifli bol sohbetli! (nedense sohbet konusu hep aynı hep aynı!) yemegimizi yedikten sonra İzmir piyasasına akarak Ilıca'da Rouge diye bir mekana girdik ve piyasanın tadına varamadan erkenden yattık.zaten perşembe akşamları Çeşme bu kadar!:)
Cuma günü yollar kalabalıklaştı Kumru'muzu Şevki'den yedikten sonra Babylon beach'e gittik.. Çeşme'nin en güzel beach'i olarak seçtik! Yemekleri, sahildeki mısırcısıyla dört dörtlüktü! Tabi Amerikano oynarak geçti bütün günlerimiz! Burdanda çıkışta eve gidip hazırlanmaya başladık ve akşam yemeğine Alaçatı'da Şişerka'ya gittik..çok güzel zeytinyağlılar, dolmalar, salatalar yedikten sonra Babylon'da Oldies But Goldies partisinin yolunu tuttuk.. Babylon gündüz gibi açmadı başta çünkü çok rüzgar vardı ve gerçekten çok soğuktu..Bir iki kadeh içkiden sonra soğuk moğuk kalmadı ve çoook eğlendik!! Bir de sürekli yağan bir yağmur vardı..Gülçağ'a sormak lazım onu tabi!!:))
Sünger Bob'ta performansı düşüktü o gece nedense! :)
Ertesi gün "Anormal" olarak 10:00'da kalkip Alaçatı pazarına gidip meyva sebze almaya karar verdik:)) haha elimiz boş dönmesin diye İdil ve Hande acur aldı Gülo'yla bende birer bilezik alıp açlıktan öldüğümüz için koşarak Alaçat'ta kahvaltımızı yaptık!!! Gerçekten çoook güzel bir kahvaltıydı dimi kizlar?? "Buuuurraya mi oturcaaaaz?"
Beach olarak Fontana'ya gittik ama piyasası pek açmadı ve bütün gün Amerikano oynadık tabikide!! Çıkışta İzmir piyasasının en önemli yeri olan Turşucu Özdemir'e gittik hahaha! Anlayamadığım bir aktivite bu da neyse.. Turşu suyu iç, salatalık ve lahana turşusu ye git yolun ortasında!!! Neyse migdemize Allah'tan birşey olmadı!
Gece de Biz Bize'de çöp şişimizi yemeğe gittik ve yine miğdemizi doldurduk geceye hazırız!! Sole Mare piyasasına varmadan bir otel yapalım dedik o kadar soğuktuki üzerimize birşey aldık ama otele gelince yine bir Amerikano patlattıkki nerdeyse bütün gece oturup oyanayabilirdik! Sole Mare'deki piyasa bizi pek açmadı zira bütün kızların bi taraflarında şort giymelerine bir anlam veremedik! Giyme daha iyi cinsinden..
Son günümüze de erken başlamak istesekte artık uyku diye öldüğümüz için 11:00'de kalktık ve kumruyu yer yemez Kum Beach yolları göründü.. Çok güzel bir beach 2.liği hak etti ama o nasıl soğuk denizdir Aman Allah'ım.. Denize girip girmediğimi anlayamadım ama Çeşme'den de denize girmeden ayrılınmazdı o yüzden katlandık bu acıya!
5 gibi denizden çıkıp giyinip Dost Pide'de kapanışı yaparak yola çıktık ve İstanbul'un sıkıcı havasına geri döndük... Çok güzel bir mezuniyet sonrası tatildi.. herkese tavsiye ederim Çeşme in Bodrum out!:)))
Biraz foto koydum!!! here u are!
Monday, June 18, 2007
thy rezaleti!
son yıllarda thy uçaklarından şikayet edenlerin arasina dun aksam itibariyle bende girmis bulunuyorum! cok guzel bir magic life tatilinden sonra gece yarisi 2:00'deki ucagimizla evimize donme halinde dalaman havaalanina gitmisken birde baktikki ucak 2 saat rotar yapmis..sebep olarak yarim agazla acikladiklarina gore sabah antalyaya inemeyen ucaklarin dalamana inmesiymis..sabah inen ucagin gece yarisi 2:00 ile ne alakasi var! ucak 4te kalkti ama bu gecen sure icinde de insanlari hos edicek hicbir davranis olmadi! gunumuzde bu kadar rekabet varken THY bu rahatligi nerden buluyor bilemiyorum! Ben onlarin yerinde olsam bir cok ikram bir cok alternatif ve guler yuz sunardim..suratsiz calisanlari da gecenin o saatinde hic cekilmiyordu.. Sabiha Gokcen'den gelen ucaklar 50dk da geldigine gore nasil oluyorda 2 saat rotar oluyor aciklamasi yok bence! ki zaten bi aciklama yapma lutfunda bulunanda olmadi.. bir ek ucak koysalardi otele gider kalir sabah ucagiyla direk isimize giderdik ve bugunu bu kdr verimsiz gecirmezdik.. ama hala en pahali havayolu olmaya ve hala musteri beklentilerini karsilamamaya nasıl devam ediyorlar anlamak mumkun degil!
Dalaman'da gecirdigimiz guzel vakit bu kotu tecrubeyi unuttursada thy ile uzun sure yakinlasmasam iyi olucak! fyi...
Posted by G.O. at 7:03 AM 0 comments
Labels: dalaman rötar, rotar, rötar, THY
Friday, June 15, 2007
Almost graduate!
Bu hafta nasıl gecti gercekten bilmiyorum! Cuma günlerini biraz daha sevmeye başladım bugünden itibaren.. Bu hafta 3 sinav 1 görüşme ve 1 cenaze ile geçti.. Sinavların bitmesi okul hayatımında uzunca bir süre bitmesi demek! Son sinavda hocamız sagolsun fazla uzun yazmamızı istememis kisa sormus gercekten Emre Gönen'e burdan tekrar teşekkürler.. 4yıldır yaz yaz bitmeyen sınavlardan insallah haftaya aciklanan notlarla kurtuluyorum! Oleeeeeeeey! Ama bu sırada sevincimize Ali amcamızı kaybetmemiz gelince buruk bir hafta yasadik ailecek..
Öte yandan biricik dostum'un kızı sayesinde teyze oldum:)) tekrar tebrikler askitoooo! bir an once gelirsiniz insallah ve severiz Zeyno'yu:)
Kücük bir tatil icin Dalaman'a Magic Life'a gidioruz haftasonu icin! can't wait to swim and relax!..
Posted by G.O. at 1:01 AM 0 comments
Wednesday, June 06, 2007
happy birthday to ME!
Posted by G.O. at 8:48 AM 2 comments
Sunday, May 13, 2007
Anneler Günü ve Resimdeki Eksik...
Posted by G.O. at 5:53 AM 2 comments
GEA Deprem dersi!
Geçen hafta 3M'in Deprem ve Yangın anında neler yapılması gerektiğine dair GEA'dan eğitim aldik... Gerçekten çok faydalı kısa ve öz anlatımından dolayı GEA'ya tekrar teşekkür ediyorum.. Öğrendiklerimi sizinle de paylaşmak istiyorum..
Deprem anında yapılması gerekenler:
1. Sakın koşarak kaçmayın! Canlı hedef olmanıza neden olmakta!
2. Olduğunuz yerde cenin pozisyonunu alarak depremin bitmesini bekleyin..
3. Göçük altında kaldığınızda sesle bağırmak yerine katı bir maddeye vurursanız kurtarma ekibi sizi duyacaktır.
4. Buzdolabinin veya duvara sabitlenmemiş mobilyaların yanında durmayın..
5. Deprem sırasında suyun yanında olmak için evin su bulunan bölgelerine koşarsanız canlı hedef olmanıza neden olacaktır!
Ayrıca depremden önce hazırlayacağınız deprem çantasının içine önemli evraklarınızı koyarsanız hayata deprem sonrası sıfırdan başlamamış olursunuz.. Bu tavsiyeyi gerçekten çok beğendim hemen birer fotokopi alacağım bütün malım mülküm ne varsa:))
Evlerde meydana gelen yangın sırasında Acil durumda aramınız gereken telefon 110.
Evinizde 2kg yangın söndürücü tüpün bulunması ve neler yapılması bilirseniz yangın sırasinda panik olmadan yangını durdurabilirsiniz. Ocak yangınlarında su dökmeyip bez ile söndürmek gerektiğini de yeni öğrenmem iyi oldu:) insan başına gelmez dese de her zmn herşey olabilir..
Dikkatli ve her zaman bu tip olaylara hazır olmanızı diliyorum..
Bu bilgiler için tekrar çok teşekkürler..
Wednesday, April 25, 2007
23 Nisan turu!!!
Gereğinden fazla yoğun geçen son midterm haftamdan sonra 23 Nisan Pazartesi'ye denk gelmesiyle Assos'a gitmeye karar verdik.. 21 Nisan Cumartesi Eceabat'tan Çanakkale tarafına geçtik ve saat 20:00 gibi Antik Liman'da Kervansaray otelimize ulaştık!! Aslında yolu 2 saat uzattığımızı anladığımızda çok geçti! nedenini hala bilmediğim bir nedenden Assos Berhamkale sapağını kaçırdık ve yolu uzattık.. olsun dağ yolu bir gidiş bir geliş sonra da denizin kıyısından giden yolda manzaranin keyfini cikardik:)
Ertesi gün Athena Tapınağı'nı ziyaret ettik ve Assos'ta pekte yapıcak bişey bulamadık ve Bozcaada feribotuna yetişmeye karar versekte malesef feribotu 10 dk ile kaçırdık.. Bu arada gezmek isterseniz Appollon Tapınağı'na da uğrayabilirsiniz ama çok ta fazla bir kalıntı yoktu..
Daha sonra süper lüks dağ restorantımızda ( patatesler çuvaldan çıkmayan ve diet kola olmaması gibi özellikleri olan) zehirlenme korkusuyla karnımızı doyurabildik! Daha sonra Kadırga Köyüne uğrayıp gözleme yiyerek güzel bir yemek yiyebildik..
Akşamda otelimizde döndükten sonra yemekten sonra oynadığımız şaibeli! sessiz filmde erkeklerin "köy" ve "hababam sınıfı üç buçuk atıyor" filmlerini bile anlatamaması gerçekten izlenmeye değerdi! Zaten artık etrafımızdaki insanlarda onlara acıyıp yardım etselerde malesef yenilgiye uğramalarını engelleyemedi!!!
Posted by G.O. at 11:11 PM 1 comments
Labels: 23 Nisan, Antik Liman, assos, athena tapınağı, Özcanlar, Tekirdağ, truva