www.flickr.com
Mochi83's photos More of Mochi83's photos

Monday, December 29, 2008

b&g day!



tatli telas bitti.. pastamız art cafe'den glutensiz olduguna inanamadigim guzel bir negresso'ydu..

mutlulugun en guzeli sevdigin insanlarla birlikte olmak..bu guzel gunde birlikte oldugum herkes benim icin en degerli en onemli insanlardi.. hersey icin en cok emegi gecen anneme tesekkur ediyorum.. hersey cok guzeldi cok mutluyum!

Friday, December 26, 2008

mickey sent his baloons!!

it's the happy day!

Tuesday, December 23, 2008

günün sözü

deneyim hayatta yedigin kaziklarin toplamidir...

günün şarkısı..

Hayat oyununda, yalnız yapayalnız
Kayıp gülüşünü arar bir küçük kız.
Aclıarla büyür, küçücük yürekler
Elveda çocokluğum, elveda ey düşler.

Vurdukça yüreğim, sürsede ümitler
Dönmez çocukluğum,Elveda ey düşler...

tüm hakedilmeyen davranışlara maruz kalan hemcinslerime..

Monday, December 22, 2008

artcafe


artcafe
Originally uploaded by Mochi83

Art Cafe'nin glutensiz 3 pastasi.. negresso sadece siyah cikolatadan.. uzeri parca cikolatalardan olan.. en favorimi o olarak sectim..
2.ligi kestaneli cikolatali olan uzeri kakao kapli olan secildi..
3.de yine bademli merengten yapilan cikolatali pasta aldi..
artik degistir degistir bunlari yer dururum...
Art cafe'de glutensiz olarak ayrica bademli kukilerde var.. hepsi cok guzel

Wednesday, December 17, 2008

bayram tatiliiiiii

bayram bayram bayram...
aralik ayi bayram tatili sayesinde hizli gecicege benziyor..
once istanbulun boslugunun tadini cikarttik..sonra ankaranin yolunu tuttuk..
bayramdan kareler:
1. Berceste kahvaltisi
2. otto gelincikli feslegenli votkası
3. babylon lounge'un berry satsuması
4. pazar alisverisleri
5. annemin ayva tatlisi
6. glutensiz ilk cevizli ekmegim
7. Max'in bole bole yapmasi!
8. yeşil elmalı votka
9. arog rezaleti
10. ankara quick china! chinese in town'un yerini tutmaz tabi ama olsun..
11. pictureka! yeni bir oyun..sarmaz dedik deli gibi sardiii.. buldum-zort-pictuka
12. Big Chefs Ankara
13. Ankara sogugu....
14. badger badger badger
15. mummy:)
16. Cole of duty!
17. uzunnnn bitmeyen kahvaltilarrr çaylar, kahveler...
ve tabiki uyumak uyumak uyumak....
süper bir tatil ve dinlenmeden sonra guzel haberlerle donduk..simdi telasimiz cooooooook ama cooooook mutluyuuuuuuuuuz! ;)

Wednesday, December 03, 2008

yorgunluk reiki genclik

konu biraz alakasiz oldu galiba..
bugun sIkildim..sIkildigim icin sacmaladim.
Oh be istedigimi yapma ozgurlugum var hala allahtan! genclikten genclikten...
neyse haftasonu gez gez gez toz toz toz yoruldum tabi..
arada kasimpasa da yollari sasirsakta taksime ciktik..tam o anda reiki iyi geldi mi? geldi.. hehe
sonra derken pazar gunu ekmeksizlik sendromunda reiki ise yaramadi mi sana? yaramadi..
pazartesi annemin yaptigi glutensiz ekmek süperdi! ilk ekmegimiz hayirli olsun.. umarım devamini da gorurum:)

cumartesi leblon'a gittik yine.. ipenama içkilerinin tarifini incelemem gerekiyor..cok guzel icki ama biraz fazla carpiyor mu nedir..
cuma aksami Mustafa hakkında hersey husrana ugratti..
neyse neyse reikiye devam.. haftaya bayram!!!!!!!

Sunday, November 23, 2008

digitalage 08 conference

succes of good projects at any market..

Monday, November 17, 2008

Ayla Dikmen - Anlamazdın

Sevilirken bilmedin mi?

Ben söylerken gülmedin mi?

Falımızda hasret var, ayrılık var demedim mi?
Anlamazdın anlamazdın,

Kadere de inanmazdın.

Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?

Dilerim ki mutlu ol sevgilim,

Ben olmasam bile hayat gülsün sana.

Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda.


Kalbim bomboş kaldı sanma,

Acılar geçer zamanla.

Aşka tövbe demem ben,

Görürsün sevince yeniden.
Anlamazdın anlamazdın,

Kadere de inanmazdın.

Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?

Dilerim ki mutlu ol sevgilim,

Ben olmasam bile hayat gülsün sana.

Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda.

ıssız adam...

bu yaziyi yazmak icin sabirsizlandim..
hic bi filmden bu kdr etkilenmedim.
yani en azindan etkisi 3 gun surmedi! en fazla gittigim gece etkisinde kalirdim..
sarkilarini arardim bulurdum dinlerdim o kadar.. sevdigim sozleri dusunurdum yazardim ederdim..
ertesi sabah gazetede bir cirpida film hakkinda oyuncularin röportajını okumazdim..
aslinda bu filmden etkilenmemin en onemli nedeni sanirim oyunculardan Cemal Hünal'ı Asi dizisinde hiiç ama hiiiç beğenmeme rağmen bu filmde oyunculuguna tapmam sanirim!
bu film butunuyle etkiliyor insani... bir sahnesi yetmez etkilemeye..
ne diyim bir erkek dunyasinin bu kadar karmasik olması uzucu.. ama hersey sanildigi gibi degil hayatta o da etkiliyor insani.. karakterlerin dogal olmasi super yakisikli super giyinen muthis guzel bir kiz olmamasi ise en cok begendim ogelerden.. dogal insanlar rahat insanlar mukemmel guzel degildir hep bir kusurlari vardir onlari farkli kilan.. herseyi duzgun olan insanlar yapmacik gelebiliyor bazen bana..
Türkiye'de cekilen en modern film su ana kadar herhalde.. İstanbul ayri bir oyuncu..
Muziklerinden cok etkilendim..resmen buyulu bir havasi var Ayla Dikmen'in Anlamazdın, anlamazdın şarkısını daha önce hic duymamistim..
hayat yanliz kalmak icin en yanlis yer... ama yanliz kalmayi secen insanin ta kendisi..
bu film coooooook sey dusunduruyo insana coooooooooook..
www.issizadam.com

Friday, November 14, 2008

google flu trend


Google gercekten beklenmeyeni yapmakta super!

2 gundur yeni 2 sey ogrendim bile.. belki hergun kac tane yeni ozellik katiyor urunlerine takip edemedigim...

1.si Gmail Video chat. Dun aksam Costa rica ile baglanti kurduk bile! Tabi benim kameramin neden calismadigini bulamadim ama insallah halledicez onu da. cok hizli kurulmasi yani sira web uzerinden konusmasinin hizli olmasi super.. http://mail.google.com/videochat

2.si Google'in Amerika'daki grip salginin dagilimini gosteren haritasi.. belki Türkiye'ye de deli dana, kuş gribi, kene ölümleri gibi olaylarda böyle haritalar yapılarak birşeyler verilebilir halka..ben pratik buldum.. http://www.google.org/flutrends/

Leman kapak


Leman, Penguen hepsinin son kapaklari baya güldürdü beni.. bu seferki de pek anlamlı olmuş..

yorumsuz:)




bobiler.org internette resimleri en cok dönen sitelerden birisidir sanirim.. esprileri ile beni en çok güldürenler arasında.. bu sabah gelen mailde öyle oldu nitekim.. burada da paylasmak istedim..

Tuesday, November 11, 2008

toygar...sonunda

Herşey ne çabuk ne kolay dağıldı sonunda

Neden olmuyor ne kaldı elimde avucumda

Kimseye anlatamam

Çıkmaz sokaklarda bitti sonunda

Derdimi anlatamam

Tutunmuşum paramparça hayata...

Herşey ne çabuk ne kolay dağıldı sonunda

Neden olmuyor ne kaldı elimde avucumda

Kimseye anlatamam

Çıkmaz sokaklarda bitti sonunda

Derdimi anlatamam

Tutunmuşum paramparça hayata...

haftanın top 5'lisi:)

1. beyoğlu iş hanının üst katındaki Ponte'nin tuvalet manzarası! bir tuvalet için bu kadar manzaraya gerek varmı derseniz evet var! bole farkli bir fikir hep insanın aklinda kalir! tüm bogaza karsi hic tuvalet yapmadiysaniz buyrun Ponte'ye:)
2. asi dizisi.. neden bilmiorum hic seyretmezken birden takiliveriyosun bole dizilere.. asi'nin gururu mu etkiledi nedir.. demek bazılarında gurur da varmis askta:p
3. http://www.amiclubwear.com ayakkabilar yikiliyoooo:)
4. yaprak dökümünün son şarkısı! Toygar dağıldık sonunda şarkısı..cok acıklı
5. house cafe very berry margheritaa!!!!

Monday, November 10, 2008

yine bir fb yenilgisi..

Güzel, yorucu bir haftasonunun ardindan pazar gunumuz eglenceli gecsin diye fb gs macini izleyelim dedik.. macin onemi buyuk.. yine kadıkoy'de hüsrana ugrayacakmıyız ugramayacakmıyız? sabahin korunden beri bagdat caddesi'nde baslayan mac heyecanı, sarkilar, türküler, dans eden taraftarlar aksam olunca hüsrana ugricakmi ugramicak mi? derken saatler 21:05 oldu ve husrana ugrayan taraf yine biz olduk.. olsunnnnn yinedeeeeeeee re re re ra ra ra gassaray gassaray cimbommmmmmmm bommmmmmmmmmmm!!!!!! I love GS!

Wednesday, November 05, 2008

2008'in en iyi 50 bulus/alet/gadget



Time dergisinin belirlediği yilin en iyi buluslarından listesinde en iyi aletlerde peek 1.sirada! sadece email kontrolu icin yapilmis bu cihaz cok basit gozukuyor.. bence blackberry'den daha kullanisli..hersey bir arada olunca guzel ve mantikli gelebilir ama daha cok ozellik daha cok kafa karisikligi yaratior..Türkiye'ye gelirse alinabilicekler listesinde..

Listeye devam ederken tabiki gözüme 6. siradaki WiiFit takiliyor.. Bu alet kilo vermekler icin gercekten eglenceli bir yol sunuyor..yilbasi icin dusunulebilecek seylerden.. yeni yila fit girmek icin:) nintendo.com/wiifit




2008'in en iyi buluslari arasinda da cok guzel seyler var. Olimpiyatlarda yeni cikan Speedo yüzücü mayoları, hulu.com, bir sürü teknolojik yenilik, güneş enerjili arabalar, robotlar hatta internette yazilan yorumlarda sesli harflerin atilmasi ve yorumun daha az okuyucu rahatsiz etmesi gibi siradan buluslarda tarihe gecmis..

Friday, October 31, 2008

arada top 5 map 5

iki haftada arada top 5'ler olmadı değil!

1. pink so what?
2. white mill mojito
3. glutensiz pizza!
4. mine gümüş takıları!
5. chinese in town'da kuşkonmaz lezzetleri!

son 2 hafta



hizli gecen 2 haftadan sonra, araya davalar girip bloguma ulasamadigim kisa bir sure de gectikten sonra nihayet mekana ulasabildim...


bu aralarda yeni mekanlar pek kesfedemedim.. zaten gul cikartmaya basladim yine oram buram kizardi.. stressten! zaten stress hic eksik olmuyo hayatimdan sagolsun..artik dost olduk kendisiyle..


benim icin en guzel gunlerden biri bu Carsamba 29 ekim tatili oldu sanirim..


hem dinlendim hem gezdim hem de guzel havanin tadini cikardik!


Adem baba'da baligimizi yedik..


White Mill'de satsuma'mızı içtik..


arada bi de Lucca'da ictik satsumaları gercekten süper yapıyorlar!




Bu arada kriz mriz derken alisveriste keyifsiz olmaya basladi..surekli dogru karari vermek ile cebellesiyorum.. aldigim seyleri sonradan begenmemekten nefret ediorum! ikizler burcu iste! Bir saati bir saatine uymuyor!




Bu 2 haftada en cok sevindigim baska seylerde olmadi degil! Meselaaaaaaaaaa ilk glutensiz pizamı yaptım!!! Pizza hamurunu taaaaaaaaaaa amerikalardan askitom gonderdi! uzerine ne bulduysam koydum artik. domates sos, feslegen, kekik, mısır, mantar, ıspanak, mozzarella peyniri, kaşar peynir, siyah zeytin.. yok yoktu! şarküteri mamüllerinden daha hangilerini yiyip yiyemeyeceğimi bilmedigim icin onlara bulasmadim henuz.. ama sonuctan cooook memnun kaldik..
coktandir bole guzel hamur yememistim!!! insallah usenmeyip ara ara yaparim cunku ancak bu sekilde glutensizlikten strese girmem herhalde:)

Sunday, October 12, 2008

haftanin tarifi..

risotto her zaman en favori italyan yemeklerimdendir.. artik pizza'da yiyemedigime gore italya restoranlarinda en cok risotto yiyebilecegim.. tabi icine sacma sapan un veya krema koymazlarsa..
Martha'nin bu tarifi uzun sürsede yapmaya deger... asparagus İstanbul'da hala cok lezzetlisi bulunmasada sanirim bir kere daha deneyebilirim.. evde yemek yapma zevkim gitmis olsa bile bu gluten olayindan dolayi risotto yemek icin bu zahmete deger diye dusunuorum!
http://www.marthastewart.com/recipe/mushroom-and-asparagus-risotto?autonomy_kw=risotto&rsc=header_11
video izleyerek yemek yapma olayi da herhalde bu yuzyilin en buyuk avantajlarindan! göz karari lafindan kurtuluyoruz sanirim:)

Wednesday, October 08, 2008

bu sabaaaaaaaaaah! yine ferhat göçer:)

bu sabah yerini kimler almış diye düşündüm kalktığımda,
hiçbiri seni, hiçbiri beni, hiçbiri bizi anlamamış.

bu sabah telefonu hiç açmadım, çaldı durdu aldırmadım,
hiçbir şey seni, seni düşünmemi engellemez, ben anladım bu sabah..

gül ki sevgilim, gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim,
gel biraz bana, gel biraz daha, arşa çıksın nağmelerim.

bu sabah adını boş kağıtlara yazdım, astım duvarlara,
ben bir tek seni, eski günleri özledim canım anlasana.

bu sabah yatağın boş kısmını resimlerinle süsledim,
gördün halimi, anla derdimi, ne olur dön, çok özledim bu sabah..

glutensiz hayat

glutensiz hayatimda 2.ay ama arada disarda yedigim bazi seylerden yine tam toplarlayamadigimi hissediyorum. zaten etkisini en az 3ayda görebilirmisiz.. sabirla bekliyorum. Herhalde Aralık basi tekrar testleri yaptiririz.. Bu arada neler yapsam diye dusunmeye devam ediyorum.henuz evde glutensiz birsey yapma firsatim olmadi. annem bir tek pogaca yapti onlarda yenicek gibi degil.. ekmek konusunda hala basarili bir sonuc gelmedi cevremde..
simdi bir pancake tarifi buldum cok kolay gozukuyor..haftasonu deneyecegim..
bir de ekmek icin buldugum tariflerin hepsi yok pirinc unu, mısır unu, karabugday unu gibi bir suru unun karisimiyla yapildigi icin malzemeleri toparlamak benim 1 gunumu alir.. zaten misir unu disarda satilanlarinda bugday unu konuldugunu ogrendigim icin o konu da da supheliyim..kendi unumu kendim yapmak istiyorum ama sonra ugrasip istahimi acmiyim diyorum.. bole sIkintilar yasiyip duruyoruz iste...

Allah'tan teknoloji bir cok seyin ustesinden geldigi gibi bununda yardimcisi oldu.. internetteki gluten free tarifler, insanlarin yazdigi yorumlar olmasa insan kendini yanliz hisseder bu hastalikta ya da bu hastaligin ne kadar kotu oldugunu dusunup durur... glutensiz diyet yapanlarin flickr'da neler yediklerini, Amerika'da ne gibi alternatifler oldugunu gormek sevindirici.. su anda cok ozledigim bir tat yok belki ama ileride olursa buralardan tum tariflere ulasabilecegimi bilmek guzel.. belkide 25 senedir bu kadar cok glutenli "unlu" sey yedigim icin hayatim boyunca bana ayrilan kotayi doldurmusumdur! hayat komik.. neyse herkese guzel bir Çarşamba diliorum!

hüseyin karadayı & ferhat göçer

Konserlerine gitmek kısmet olmadı ama bugunlerde hep bu sarkiyi dinliyorum.. Hüseyin Karadayı'nın son albümü you dance from turkey super.. http://www.huseyinkaradayi.com/

En sevdigim sarki Ferhan Göçer'den inleyen nameler!

avacado seklinde kase




Cocunut & Lime sitesinde gördüğüm bu kabi coook begendim!




Sunday, October 05, 2008

koca bir haftanın ardindan..

bir bayram tatilin daha sonu..
yagmurlu bir pazar aksami
tam bir pazar sendromu.. aslinda pazartesi sendromundan daha cok etkiliyo beni nedense!
soguk bir gece..elimde limonlu cayim..kislik ev formam ile dolaniyorum..
bu pazar baska pazar..rejimden onceki pazar! yani klasik pazartesi rejimlerine geri donus basladi.. bayramda yersek bu kadar normal tabi.. ha bir de demir ignelerine baslamadan onceki pazar aksami.. sanirim onlarda kilo aldiriyomus..hayirli isler yani.. bitti saniyosaniz yaniliyorsunuz.. bu pazartesi bir de spora baslama pazartesi'si..
buraya yazinca cok umut bagladigimi gordum bu pazartesiye korktum.. hepsinin ustesinden 1 pazartesi nasil gelecek.. yanlizca 1 yilda 52 pazartesi var... 52 arasindan kazanan 6 ekim!
eyvahhh 6 Ekim'i nasil unuturuz! İstanbul'umuzun kurtuluşu.. keske istanbul bu bayram da gidenlerden de kurtulsaydi da trafik hep bole bayramdaki gibi olsaydi...

neyse gelelim bayramimizin top story'lerine;
1. Bayramda Belediye'nin gonderdigi Glutensiz Bayram Paketi (hos paketteki ekmeklerin tarihi geçmişti ama kurabiyeler ve grisiniler hala sağlam!) bu aralar elinde glutensiz birşeyle gelen herkese karşı bir sevgi besliyorum! bayram şekeri almış gibi mutlu oluyorum diyim şuna da anlayın..yoksa bu glutensizlik yaşanmadan anlaşılmaz!
2. Bayramda çoktandir giymek istedigim Mapa elbisemi giymek beni cook mutlu etti.. bu kadar uzun süredir dolap beklemesi içime dert olmuştu!
3. Sevdiklerimizle güzel geçirdiğim, hem değer verdiklerimle hem değerimi gösterdikleri için tüm ailemle geçirdiğim tüm vakitler.
4. Bayramin ilk günü evimizdeki davetteki küçük tatlı insancıkların yarattiği neşe! gerçekten çocuklari cooook seviyorum napiyim! kalabalık bir aile olmayı bayramlarda görüyoruz ancak..
5. Bayram sofrasında yiyemediğim başemelli tavuk, kadayıf, lokma! Hasretttttt kaldımmm gözlerineeeeee hasret kaldımmmmm saçlarına! neyse İbrahim Tatlıses yakışmadı buna!
6. Bayramın 2.gunu gittigimiz Emek Yenikoy'de kahvalti.. Ekmek unutmanin verdigi sıkıntı haricinde, hava, muhabbet sohbet pek guzeldi.. İstanbul'a glutensiz ekmek fırını açsam ne kadar para kazanırım düşünmeye başladım bile!
7. 2.gunu Aslılar'da yemek, sinema, tabuu, bacardi, mojito, bir sürü shot shot shot...ve the end!
8. What happens in vegas stays in vegas WHVSV
9. Cuma akşamı Barney's e girer girmez başlayan sağanak yağmurdan kaçmak! Allahın şanslı kullarındanmışım! bunu düşünmek bile güzel!
10. Cumartesi süper bir havada cadde turu, kızlarla Tike'de yemek, Taksim Old City ve Karaoke Bar!
11. Pazar; sevgiliden uzak geçecek 2 aya merhaba!
Bu Pazartesi çoooook zor geçecek çoook!

Dolu dolu bir haftadan sonra gri bir hafta başlıyor.. bakalım önümüzdeki haftalar neler getirecek..

Friday, September 26, 2008

şaika farkı


Avrupa yakası guzel bir bolumle basladi.. bazen izlerken sIkildigim, esprilerine hiiiiiiic gulmedigim bir dizi olabiliyor ama bu bolum gercekten cok iyidi..hem burhan'i da ozlemisiz..
Şaika ise yine performansından hiç birşey kaybetmemiş.. ozellikle stil ikonlugu yikiliyodu!
İlk kiyafeti Sarah Jessica Parker'in filmde giydigi elbiseydi.. super bir tasarım olmus..
diziden ilk bomba espriler;
"Gerizekalı Osmanı vurdun" aslı
"Ne gerizekalı osman kim?" volkan
"Hepinize birer müstakil pastırma aldım" burhan

Monday, September 22, 2008

haftanın top 5i:)

Bizde gezilicek yer, gorulucek film bitmez..
cuma aksami bebek lucca'da Satsuma gerçekten nefisti..
Glutensiz yemeklerimi bozmadan süper yemekleri risotto ve limonlu levrekten yemekte güzel bir haftasonu geldigini anlamama yardimci oldu..
aksam Dünyanın Merkezine Yolculuk filmine gittik.. 3D filmler arasında gittigim en guzellerindendi.. http://sinema.hurriyet.com.tr/movielist.aspx?mmid=1344&cid=27
Cumartesi günü de havanın enteresan oluşu, bir soğuk bir sıcak olması moralleri bozsadaaa Steve Madden'deki indirimin devam etmesi moralleri düzeltmedi degil..
Üzerine glutensiz restoranımıza gittigime karar vermiştik ki, Lebi derya'da bulduk kendimizi.. Ordaki servisi ve hastalıgıma anlayıslı davranmalarını cok sevdim ve herseyi guvenerek yedimmm..tamam tamam mısır unlu nacho'yu yerken Allahım nolur bozmiyim midemi dedim mi? dedim.. ama sonuc hic te kotu olmadi o yuzden rahatladim..
otto'da erikli votka hala guzel..

kis aylarinin geldigini ise, pazar gunu sabah 9'da baslayan yagmurla anlamis bulunmaktayım.. gercekten cok uzucu.. hafta ici disari cikmanin eziyet oldugu, haftasonu kapalı yerlerde gezme ve camurdan dolayı istedigini giyememe, en kotusu flip floplarimi bir sezon daha giymeyi beklemek! cok ama cok aci olacak.. sicak bir yerlere yerlessek fena olmicak anlasilan bu soguklar butun enerjimi bitirmez umarim.. herkese iyi kislar!!!!

Friday, September 19, 2008

Babylon is music

canim arkadasim levo'nun davetiyle Çarşamba akşamı yağmur çamur dinlemedik Babylon'un acilisina gittik...zaten bu sene ramazan hiç uğramamıştı bize.. güzel güzel eğlendik o yuzden..
barmenler nedense bize içki servisi yapmakta ne kadar nazlandilarsa daaaa biz yolumuzdan sasmadik!! http://www.babylon.com.tr/

Babylon yine istanbul gençliği için alternatif, rahat bir mekan olmaya devam edior.. guzel konserlerinde, oldies but goldies gunlerine de katilmak nasip olur insalahhhhhh!
burdan levo'ya tesekkurlerimi iletiorum!!!!

Babylon is Music konsepti de cok sade ve yeterli olmus..tebrikler..
senenin son denize Babylon'da girip kapatırken, kış sezonunun ilk mekanını Babylon'la açmak uğur getirir mi acaba?

Friday, September 12, 2008

today's best song!

alışmak zorundayım

dün hayat durdu benim için sanki

bugün herşey farklı

sanki bu ev benim değil

bu nefes bana zararlı

alışmaya çalışmak diye bişey yok

alışmak zorundayım

üzülmemek diye bişey yok

üzülmem gerek

severek unutmak olur işmi

bilerek uçuruma önden atlanırmı ki

kaybettiğinin yerine ne koysan dolmaz

boş bırakıcam yerini hep bomboş

yalın

Tuesday, September 09, 2008

bir kitabin sonu...

Orhan Pamuk'un cok severek ve sonunu merak ederek okudugum Masumiyet müzesi kitabini Çeşme'de paparazzi'de bir aksamustu bitirdim..kitaplarin sonlari hep huzunlu olur,sanki bir hayat bitmis gibi..o kitapta tarihe, hafizamda bir yere gomulur ve okurken dikkatimi ceken cogu detay kaybolur yillar sonra..
cok yazildi cizildi o yuzden fazla yorum yapmayacagim.. guzel bir kitap, fazla realistik degil, gercek mi? hic bilmiorum ama bilmek isterdim..fusun'u anlamak isterdim.. adama sormak istediklerim vardi..cevaplarini alamadigim acik uclu konular var.. ama en guzeli herkesin hayatinin ayni olmadigi gormek, kliselerle yasamayanlari gormek guzeldi.. bilirsiniz bizim toplumda insan dogar,buyur,okur, evlenir,cocuk yapar,torun bekler ve olur.. bu aralar kacamak yapmak gibi bi sans pek olmazdi eskiden.. ya da mantik disi, siradan olmayan bir hayat surmek güç ister,yürek ister,bütün elestrilerle basa cikmak icin...butun siradanlıga karsi cikmak icin..
zaten ana karakter kemal'de bu yuzden kendini bu kadar soyutlandirmis normal hayattan..bu yuzden 10 sene bambaska bir dunyada yasiyor..
muzeyi cok merak ediyorum..sanki tanidigim iki insanin evine gidicem.. kafamda cevapsiz sorularimla..

Eve dergisi

Eve dergisinin bu ayki cevreci yaklasimi ve konulari super!
Gercekten artik su akarken barajlardaki suyun azaldigini, cop atarken cevre kirliliginin insanlara verdigi zarari, kibriti yere atarken yanin ormanlari dusunmeyeni anlamak mumkun degil! ama hepimiz insaniz basimiza gelmeden felaket anlamayiz!

http://www.evedergi.com/

yine çeşme:)

artik bikmadinizmi diceksiniz bende tabiki hayir hayir hayirr! dicemmm..
cunku cesmeden bikilmaz.. ne kadar kalabalik artsa, fiyatlar artsa, cesmeyi cesme yapan havasi,suyu degismedikce cesmeden bikilmaz..
bu sefer farklı oldu biraz zaten..o yuzden cesmeye gitmis gibi hissetmiyorum..daha cok alacati'da bir tatil koyune gitmisim havasindaydim.. arabada fazla vakit gecirmemekte boyle hissetmemi saglayan nedenlerden tabi..
surekli alacati icinde kaldigimiz Bedirhan otel'den Alaçatı Babylon ve Otto arasında mekik dokudugumuz icin 4 gun boyunca bize cok keyif verdi bu tatil..
Hem hep ayni insanlari gormek, hem mekanin sicakligi ve insani evinde gibi hissettiren yakinlik duygusuna kapilmamak mumkun degil.. herkes mi guleryuzlu olur? herkes mi rahat hissettirir kendini? cok ilginc ama havasindan midir suyundan midir Alaçatı'da tatil yaptigimiz tanimadigimiz bir suru insanla cok hos vakit gecirdik:)
glutensiz beslenmemden dolayı bazı guzellikleri kacirsamda genel olarak ac kalmadim:) ilk gun dalyanda baligimizi keyifle yedik, ikinci gun agrilla da kekre'lerimizi ictik, ucuncu gece de siserka da saglikli beslendik!
cesme cok bosaldigi icin en cok babylon ve otto'ya gidip denize girdik.. insanin ici huzur doluyor temiz havada uyumaktan, sabah horoz sesiyle uyanmaktan, lor peynirli seftali-dut-cilek-kayisi recellerini yerken mutluluk fiskiriyor icimden!
arada kizlarla atraksiyon aramalarimizi! ve buldugumuzda kacmamiz! komik ve eglenceliydi..
satsumalarimizi Yaya'da alirken, jagermayer geyikleri, sonra Mevlana ne demis "burdan aliorum burdan veriorum" gibi esprili gecelerde cesmenin tadini cikarttik!

glutensiz oldugunu dusundugum sakizli turk kahvelerini, Meshuuur Pamuk midye dolmalarini afiyetle yedikten sonra basimiza bir is gelmemesinden dolayi sansliyiz..

ve tabi tatilimizin olmazsa olmazi alisveris! alacati da bir suru guzel butik, pazar, takici arasinda mekik dokuduk..hergun ayni dukkanlara girip girip durduk.. sonuc pek parlak degil ama guzel bir iki parca sey aldik..alacati'nin ucuk, anlamsiz fiyatlari bize pek cazip gelmedi dogrusu.. ama saticilar o kadar tokki sanirim bir alicisi var bu mallarin..

cesme tatili her zamankinden degisikti, bunda alacati'nin etkisi buyuk...bir daha ılıca'da kalmamiza bile gerek yok zaten cok yakinlar.. bedirhan otel'in tatli sahipleri de bizi cok guzel agarladilar..
ha tabi giderken ucakta yasadiklarimi anlatmiorum! cunku hatirlamak istemiorum! cok konusan birinin yanina dusmus olmanin verdigi sIkinti paha bicilemez!!!

Monday, September 01, 2008

masumiyet muzesi muzegezeri:)


orhan pamuk'un yeni kitabi ve ben!

resmen buyulendim, odaklandim, sasirdim, kaldim..
hayat keske hep bole olsa! insanlar hep duygu dolu olsa, her kaybedisin acisini ceksek, herseyi umursasak, aciyi yasadigimizi hissetsek..daha bir insan oluruz heralde...
isimize geleni yapmasak, karisimizdakini dusunsek, daha mutlu bir dunya olurdu heralde..

kitabi okumaya devam ediyorum,tadini cikarmaya calisiyorum ama merakim beni cok zorluyor..
bir erkek bole uzulebilirmi, bole aci cekebilirmi bilmiorum, gercek olmasini isterdim ama olamayacagini dusunmek daha mutlu ediyor beni! nedense?!... yok yok erkekler hayatta bir kizin arkasindan bu kdr aci cekemez..cekmek istese de cektirmezler!

hayatta karsiliksiz sevgi var mi, ilk goruste ask var mi, birbirini gormeden ask devam edebilir mi..bu sorularin cevabini kitabi bitince tekrar dusunmem lazim.. ama ben bole bir ic dunyasi anlatimi gormedim..

Thursday, August 28, 2008

orhan pamuk "masumiyet müzesi"

bugün çıkan orhan pamuk'un kitabi masumiyet müzesini hemen aldım..sabah onu okuyarak baslamak istedim..belki ruhumu aydinlatir biraz diye basladim okumaya.. simdi "invisible" moda gecip onu okumak istiorum:) Orhan pamuk'un yeni kitabi hakkinda Ntv'deki roportajı icin http://www.ntvmsnbc.com/news/457412.asp

acaba hayatımdaki esyalardan bir muze acilsa hangi parcalari koymam gerekirdi? bu konuda dusunecegim.. benden sonra beni hatirlatan insanlarin gorunce beni animsayacagi bir iki parca sey bulabilirim umarim.. mesela betül mardin incileri, John Lennon'in gozlukleri, Marilyn Monroe'nun beyaz elbisesi, cicimin boneleri gibi..

Friday, August 22, 2008

white mill'de bir aksam


white mill cihangirde organik menüsüyle farklı, sade ama şık bir mekan.. kışın gittiğimde o kadar kalabalikti sigara dumanindan nefes alamamistim.. bu kotu deneyimden sonra bu carsamba aksami eski dostlarla bulusup biseyler yemek icin coookta iyi bir fikir oldugunu dusunmedim ama sonra mekanın bahcesi oldugunu ogrenince icime sindi..

gercekten o ne bahce! housecafe'nin baska versiyonu.. biraz daha az masa, kediler illaki orda ve menusu de fena sayilmaz ama glutensiz etten baska birsey bulamamak uzdu dogrusu..ama alismam lazim o yuzden sorun etmedim pek.. bir de tabii arkadaslarimin istahla ekmekleri yemesine alismak zor olucak!! :)


white mill'de sohbet muhabbet guzeldi.. haftaici sakin bir aksam icin ideal, piyasa degil, mekanda sukunet soz konusu.. hatta "gürültü kirliliği yapmadığınız için teşekkür ederiz" diye bir tabela bile var!


mekanın organik diye gecinmesi biraz guldurucu oluyor amerikadaki organik restorantlardan sonra.. organik bugday, makarna var ama icine koyduklari domatesler, biberler nasil onu bilen yok bence.. Türkiye'de bu organik isi zor zaten! merak edenlere: http://www.whitemillcafe.com/tr/index.html

glutensiz 3. gun

aslinda pazartesinden once kesin belli olmayacak olsada son 2-3 aydir cektigim sindirim sistemi bozuklugunun nedeni yuzden 90 çölyak hastası olmamdan kaynaklandıgını bulduk.. çölyak hastalıgı bugday, arpa, yulaf gibi tahillarin icinde bulunan gluten proteinine karsi bir alerji gibi. gluteni sindiremiyince besinlerden yeterli vitamini alamiorum..o yuzden demir eksikligim de ondan kaynaklandıgından suphelenioruz.. doktor diyeti daha vermese de ben biraz deneme yapmaya basladim ve gercekten ise yaradi sanirim.. yani colyak oldugumu kabul etmeye basliorum.. yillarca o kadar istahli yemek yedimki bu gercekten kabul etmesi zor bir durum benim icin.. favorisi oldugum yemekler, restorantlar artik yasak.. cok garip inanilir gibi diil hatta... yemek yiyemiyen tiplere donmek benim icin cok zorr!! bunu en hafif yolla atlatmanin yontemini de bilmiorum ama artik gec saatler yenilen dürümler yok, unlu hiç bir çorba yok!, Dost Pide yok!, mantı yok!..yani tabi bunların hepsi evde de yapilabilir ama her yere tasımla gidicek halim yok ya:) neyse iyi yani kek-pasta-corek-borekten kurtulmanın en kolay yolu bir alerjidir heralde.. pazartesine kadar heyecanla beklioruz sonuclari.. pazartesi sonuclar bu sekilde cikarsa hemen bir ekmek makinası almaya giderim heralde:) daha fazla bilgi icin: http://www.glutensiz.com

Tuesday, August 19, 2008

gecen haftadan kalma en'ler...

gecen hafta yazmayı unuttum:)
cesme'de guzel bir haftasonun ardından hafta nasıl gecti anlamadım tabi..
cesme'de yine vakit yemek yemek ve denize girmekle gectigi icin inanılmaz rahatlatıcı bir tatil oldu.. bu sene tatil yapamamis olsamda haftasonu gitmek bile insana hala yasadigini hissettirmeye yetiyo..
cesme'de en'lere gelince; Sudan'da rakılı levrek& Sakızlı, şeftalili vodka çok değişikti tavsiye ederim..
Şantiye'de dondurmaci Ali baba yıkılan karamelli ve ballı-bademli dondurmasıyla beni benden aldı!
ve unutmamak lazım giderken Ulusoy'da geçen sene keşfettiğimiz patlıcan döner dürüm hala aynı! nostalji oldu bizim icin:)

Gecen hafta hafta ici pek atraksiyon yoktu.. haftasonu Nuteras'ta Apple Mojito, Apple Vodka gerçekten çok güzeldi.. Müzikler ve mekan sayesinde şu anda İstanbul'da en güzel yer benim icin..
Tabii Zazie'nin mojitosu da bu haftanın en'lerinden.. hadi bana eyvallah!!!

ilk sushim!




Aslinda San francisco'da ablamla denemistim ama o zaman sadece sushileri sarma ve istedigim lezzete gore yapma sansim olmustu simdi ise butun isler bana kalmisti. tabi annem olmazsa yine elim ayagim dolanirdi o da ayri.. sanirim yemek yapmak, kendi hizini belirlemek, ne kadar zaman alacagini hesaplamak, hangi seyi onceden yapip hangisini sona birakacagini bilmek zaman aliyor! hehe neyse daha yolun basindayim.. bi de birgun tek basima yasarsam en azindan mutfaga girmek zor gelmicek diye umut ediyorum boyle yavas alistirmalardan sonra.. sudan cikmis baliga donmem heralde..

neyse tabi 5kisilik yemek hazirlamakta az mutfaga giren bir insan icin baya bir stress.. insanlar ac, begenmeyebilirler, doymayabilirler! bir sürü sey geciyo kafadan..az mi oldu? cok mu oldu? tabi yemege gecmeden once foto cekmek gibi bir zamanim olmadigi icin susleme zamanimda olmadi tabaklari.. aslinda yemegi sunus en onemli sey! resmen iştahı açılıyor insanın güzel bir sunumlu yemek görünce!..neyse bunlar yoktu belki ama lezzet konusunda basariliydim diyebilirim..

gelelim sushimizeeee...

internet sagolsun, artik videolu anlatimlar da hayatimizi kolaylastiran bir teknoloji sundu ev hanimlarina..bilmem tabi ne kadar yararlaniyolar ama..

eskiden yemek programlari izlenir alelacele kagit kalem bulunur ve not alinirdi..

neyse sushi pilavını internetten aratarak yaptım, pirinci ablam Costa rica'lardan getirmisti:)

Bu linkten tarifi izleyebilirsiniz http://www.5min.com/Video/How-to-make-sushi-rice-7886

Sushi malzemesini carrefour'dan bulduk..

yosunumuz, pirincimiz, pirinç sirkemiz vardı..

Pilavı yapmak en stresslisi cunku zaten sushi demek pilav demek gibi:) pilavi kotu sushi asla guzel olmuyor..

neyse.. ben sushileri en cok avacado ve somonlu sevdigim icin malzeme olarak somon, avacado, yengec, salatalik almak yeterli oldu.. bir de somona cok yakisan krem peynirli sushi denemek icin krem peyniri vardi listemde..

ayrica donmus karidesli mantilarda menumuze renk katti.. hazirlanisi cok kolay ve önden başlangıc olarak guzel bir tat..

sushiyi yapmak uzun sürse de yemesi kisa suruyor:)

sonuc olarak,

2 krem peynirli, somonlu roll,

somonlu, yengecli, avacodolu roll,

somonlu avacadolu salatalikli roll,

yengecli avacadolu susamlı california roll yaptik.. afiyetle yedik.. sıra daha fazla kişiyle bu organizasyonu gerceklestirmekte! umarım onda da basarili olurum..


Friday, August 08, 2008

ziyan erkekler...

ziyan erkekler bu haftanin en populer konularından biri..
ajda'nin bacaklari
Osman yagmurderelinin esrarengiz iliskisi
Süreyya yalçın'ın evlenmesi gibi önemli gündemler dışında tabii..

Ayşe özyılmazel'in başlattığı bu furya gerçekten bugünlerde benim icin daha anlamlı.. cunku herkesin cevresinde bir ziyan erkek oldugun eminim.. benim icin ziyan erkek; kendisinden hoslanan kizlara sans vermeyen erkekler olabilir.. onlar ziyandir cunku erkeklik gururu yaparlar, zor kizlari severler, elinin altindaki onlara taklit bir LV canta gibi gelir hani herkeste oldugu icin acaba onun ki de mi sahte dedigimizlerden! hani aslinda gercege sahip olup kurunun yaninda yas olanlar:) ay neyse cok uzattim anlayan anlasin kardesim.. var mi var boyle erkekler..

Ayşe'ye gelen okur yorumlarını da gorunce dedim bu kizlarin yasadiklari hep mi ayni sorunlar olur ya..mesela bir tanesi "Ziyan erkek sahip olmaya bayılıp ait olmaktan ödü kopan erkektir. " iste bu da benim bahsettigime yakin.. erkek teslim olmayi istemiyor.. hep birseyleri basaran taraf olmak istiyor..asla yenilmek yok lugatlarinda.. ah canim onlar icin cok zor geciyor olmali hayat.. ne gerek var bu kadar kasmaya anlayamıyorum! live it or leave it:)
ziyan erkekler yuzundende olsa bu haftanin en guzel eglencesini sali gecesi nisantasi zazie'de yasadik o da ayri! margerita shot! tavsiye ederim:)

Bir de en cok su yoruma takildim "Ziyan erkek, sizi ezemeyince, "Sen değiştin" diyen ve kavga çıkaran erkektir." o kadar dogru o kadar ustaca bir taktikki pes dogrusu! ben size soyliyim erkeklerin sifresi cozuldu!!!
Hergun baska bir olayda ayni cumleleri duyuyorum.. hergun hemcinslerime yapilan haksizliklari gorup uzuluorum ama bazilarina da acimiyorum..bu numaralari yuttuklari icin.. take it or leave it! but don't complain it!

Ayse'nin yazisi:
http://www.sabah.com.tr/2008/08/04/gny/haber,F9877CA8298E4F95BA95532CF72FD63A.html

Thursday, August 07, 2008

ilk 10'u acikliyorum...


1. Ben seni arayamam Yuksek Sadakat

2. Aynen Öyle Ajda

3. Hala Haber bekliyorum Sezen

4. Yol Arkadasim Sezen

5. Pare Pare Tarkan

6. Give it 2 me Madonna

7. 4 minutes Madonna Justin

8. You know I'm no good Amy

9. Viva La Vida Coldplay

10. İnandığın Masallar Pinhani

yine kalori yine cikolata!!!




yine bir Pazar, yine Güliz evde ne yapsam diye aranıyor... çoktandır birşey pişirmemenin verdiği gazla mutfaga kosuyor.. aslinda fikir bi evvelki gecede Sex&City'de çok romantik bir sahneden sonra geliyor.. Miranda'ya Steve'den sonraki sevgilisi kocaman bir kurabiyenin üzerine I LOVE U yazmasıyla Güliz'in feminen tarafı uyaniyor ve "oooo ne tatli" gibi bir ses cikartiyor:) bunun üzerine sabah kalkar kalkmaz bir hışım mutfaga dalıyor.. Neyse karar kendisinin, kaloriyi alan kendisi, ugrasiyip, sekilsiz seyler yapip kendini yeteneksiz hissetmesi kendisinin sorunu!!! her zaman anneyle mi yapilicak ya o olmazsa kim duzelticek hamuru, mutfagi, kim vericek ona bu akillari bilmiyorum! o yuzden ciftler yemek kurslarına birlikte gidiyorlar herhalde erkek bir seyler ogrensinde kiza da yardimci olsun diye..


neyse gelelim tarifler arasindan secilenlere;

Tabiki de Cafe Fernando galip geldi. Kurabiye tarifini annem görünce ne kadar kalorili oldugunu anladi ama ben nedense yiyene kadar anlayamamıstım..iste baska bir fark daha aramizdaki.. yerken buram buram tereyagi ve cikolata kokmasi insana bir vicdan azabi cektirse de keyifli oluyor evde birseyler pismesi..disardan alinanlar gibi degil, evet sekiller bozuk ama el emegi goz nuru diye birsey var di mi? hem aileler cocuklari ne yapsa begendikleri icin de korkmadan yapabiliyosunuz:)

neyse peki diceksiniz nerde bizim I love U!?! Haklısınız bu hayal kirikligini kimseyle paylasamam.. I love u artik is arkadaslarimin migdesinde! hedefi sasirmis bir proje anlayacaginiz..

Anneden öğrenilen ikinci kural: "kek kalibinda kurabiye yapilmaz" yani bana mantikli gelsede nedense cok kalin oldu ve kurabiyeden cok keke benzedi! acaba kek kaliplarinda garip bir kabartma ozelligi falan mi var? cok az koydugumu sanmistim karisimdan ama herhalde cok oldu ve kalin bir keke donustu projem.. yine de yilmadim uzerine "I love u" yazdim ama yinede nafile cabalarim... bu projeyi daha gelistirdikten sonra tekrar deneyip sevgililer gunune saklamaya karar verdim:)

Monday, August 04, 2008

yüksek sadakat... Ben Seni Arayamam

bu sarki da favorilerimden... Tarkan'dan Pare Pare'den sonra bu yazin en sevdigim sarkilariyla yazmaya devam edecegim:)
http://www.yukseksadakat.com/albumler.asp#
Bak benden arta kalan
Biraz kül biraz duman
Ne kadar istesem de
Ben seni arayamam

Ruhum rüyaya dalmış
Dünya uzak, gerçek yavan
Sanki bir yok bir de varmış
Ben seni arayamam

Keşke yanımda olsaydın
Kolay olurdu o zaman
Ben sussam sen anlatsaydın
Yorulunca uyusaydın

Kolay mı sanıyorsun
Kolaysa yan o zaman
Yağmurum ol in üstüme
Ben böyle yaşayamam

Halimi görüyorsun
Bir şeyler yap o zaman
Sebebim var biliyorsun
Ben seni arayamam

Thursday, July 24, 2008

ıssız bir adada yanınıza alacağınız 3 blog adresi?

Bu yaziyi görünce cok guldum..gercekten teknoloji bizi, fikralarimizi, esprilerimizi nasıl da değiştiriyor değil mi?

İste Conversation Marketing websayfasında gördüğüm soru da ne kadar değiştigimizi artik neleri hesaba katmamiz gerektigini gosteriyor! evet kabul ediyorum internetsiz yasayamam! ne kadar garip sanal bir bagimlilik..evet sevdigim sitelere bir degisiklik olmasa da girmeden edemiyorum!

http://www.conversationmarketing.com/2008/07/what_3_blogs_would_you_take_to.htm


peki sizin ıssız bir adada yanınıza alacaginiz 3 blog adresi nedir?

benim yanima alcagim 3 adres:

1. http://www.bakingfairy.blogspot.com/ (ehehe ne de olsa kan cekiyo surekli girip cikiyorum:)

2. http://www.mordolap.com/(modadan uzak kalmamak lazim di mi? donunce kismetimiz kapanmasin:)

3. http://www.cafefernando.com/ (uff bu seçimler çok zor oldu gercekten ama Cenk'in güzel resimlerden mahrum kalamam oralarda!

secim yapmak zormus valla.. daha bir suru site geldi aklima.. ama yanima hic isle ilgili bir blog almadim..pazarlama da neler oluyor neler bitiyor diye nasil takip ederim artik kendi yaraticiligimi kullanırım..:)

coldplay yeni albüm









I love Coldplay!

Tuesday, July 15, 2008

Metamorfoz-Tarkan


Tarkanın albümünde tek begendigim sarkisi "pare pare" aslinda sarkinin anlamindan cok muzigini ve Tarkan'ın okumasını begendim.. ama sozlerini de okuyunca guzel yazmis dedim.. guzel bir siir okumayali baya oldu..


Hala dün gibi hatırlarım
Her anını anıların
Biraz hırçınım bu yüzden
Biraz hüzünlüdür hep bir yanım

Hala sızlar için için
Her biri yaralarımın
Dalgalıdır denizim bu yüzden
Biraz ıssızdır hep kıyılarım

Bir yanar bir sönerim
Bir ağlar bir gülerim
Pare pare
Buruktur hep sevinçlerim

Dag gibi derya gibi bende acılar
Sahidim şarkılar
Ne zaman ümitle hayata göz kırpsam
Çiçekler açsam
Kapıma dayanır sonbahar

Cok erken tanıdım
Cok erken tattım cilvesini kaderi
Zamansız büyüdüm
Simdi kayıp çocukluk günlerim

Monday, July 14, 2008

Türk'e bir şey olmaz!


Gerçekten de görünce "pes" dedirticek bir reklam! Reklam tarihinde markadan bu kadar soğutucu bir reklam görmemiştim. Bir gün superfresh'te çalışan birini görürsem de nerden aklınıza geldi böyle bir reklam fikri diye sormazsam çatlarım herhalde.. İnanılmaz bir korkutucu ve insanın tüm vicdani duygularını hoplatan bir reklam..
Zaten her kalorili yemegi yedikten sonra icimizde bir sucluluk duygusu ile masadan kalkıyoruz bir de onun üstüne keyifli keyifli dergi okurken (belki elimizde bir kuruyemis ile!:) karsimiza boyle bir reklam cikarsa artik o dakkada rejime gireriz herhalde! "Kalori! aslinda sihirli kelime bu! kimse kalorili yedigini dusunmek istemez! Light mayonez yiyen bile taniyorum! herhalde cezası az oluyor diye dusunuyorlar.. ama kizartma, saglikli yasam icin vazgecilmesi gereken ve vazgecilmesi en kolay olan yemeklerden biri benim icin.. artik karniyarik bile kizartmadan cok ta lezzetli oluyor, ya da mücver...
Tamam anlıyorum bizim memlekette Türke birşey olmaz! aman canım bir kereden bir şey olmaz mantığı hala devam ediyor anladım ama obezite dünyayı sarıyor, kalp hastaliklari, stress artiyor, bir de yediklerimize dikkat etmezsek daha da zor 80'i görmemiz.. Neden saglikli yasama tesvik edici reklamlar cikmiyor? neden superfresh, "Yemisim Kaloriyi" yerine "Arada bir olur canıııııııııım!" diye bir slogan atıpta suratımızda bir tebessüm cocuksu bir ifade yaratmayı seçmedi! anlamam mumkun degil.. ben lahana rejimime devam! yememisim kaloriyi giyerim bikiniyi:) hahahaha

klima da farklılaşma sanati:)



bazı ürünler vardir neden aynısı ve daha ucuzu varken bunu tercih ediyim dersiniz... bazi ürünler vardir ki onlar genellikle pazarda tek olurlar o zaman baska yokki bunu almak zorundayim dersiniz.. kaliteli ya da cok begendiginizden degil sadece secenek olmadigindan secersiniz...

Arçelik'in son ürünü resimli klima olayına taptım! bu kadar mı guzel bir proje olur! Arçelik gençlere hitap etme konusunda dogru ilerlemeye devam ediyor... klimalar gercekten bicimsiz uyumsuzdurlar farkli klima alternatifleri nerdeyse bulmak imkansizdir.. gri, beyaz, diktortgen, kare, hepsi ayni sıkıcılıkta ürünler..

Ama o Arçelik'in klimasinin icine koyabileceginiz resimlerle duvarinizda ne kadar sik durabilecegini dusununce insan klima almaya karar bile verebilir! bir kez de burdan tebriklerimi sunuorum!

Tuesday, July 08, 2008

yeni kesifler-cesme

cesmeyi artik istanbul gibi biliyorum heralde..ama cok ilginc..butun kis ozlemini cekiyorum yemeklerini, denizini, gunesini, gece hayatini..insan cesmeye alisinca hep gitmek istiyor galiba.. bir de ustune her gittigimde yeni bir seyine hayran kalip bir dahaki sefere yine yapmak istedigim icin bir suru task ile gitmek durumda kaliyorum.. mesela cesmeye gidilince dost pide yenilmeden donulmesi mummmkuuun degil! yada Veli usta (eski adiyla apo) dondurmacisindan dondurma yemeden donulmesi immmmkan-siiiiiiiz.. ya da saymakla bitmeyen beach clublarindan babylon'a yada kum beach'e ugramadan, aksam dalyanda balik yemeden bir yaz ge-ci-ri-le-mez!

bu durum gercekten bizi bu sefer zorladi... 2 gunlugune gidince ortaya secenekleri daratlma sorunu cikti.. kumru yeme-alacati da kahvalti etme, dondurma yeme-tursu suyu icme, misir yeme-midye dolma yeme, sole mare'ye gitme-babylon'a gitme, dalyana gitme-alacati da aksam yemegi yeme.. bir suru bir suru bole secenek arasinda bogulduk resmen.. ama secimlerimizden memnun kaldim acikcasi. bir tek cumartesi gecesi Pink Martini konseri guzeldi ama bu tatildeki beklentimi karsilamadi..

yeni kesfettigim Su'dan cafe kesinlikle gorulmesi tadilmasi gereken lezzetlerle karsimiza cikti..
Oncelikle mekanin rahatligi, sakinligi icimize isledi...
biraz ac oldugumuzdan beklemek zor geldi ama aparetiflerle cok guzel idare ettik.. ozellikle marin levrek, kabak cicegi dolmasi ve firinda limonlu levrek cok guzeldi.. ama sanirim en cok ictigim yesil elmali votkayi sevdim.. bir de karadutlu votka cok guzel bir fikir olmus..
yemekler olmasa bile ickiler icin kesinlikle tekrar gidilir.. ama tabi her zaman rezervasyon sart..


alacati giderek artan bir nufusla yoluna devam ediyor..insaatlar, yeni butikler ve pahali kiyafetler her tarafi sarmis.. ama restorantlar kendilerini bozmadan devam edebiliyor.mesela orta kahve'deki kahvalti yine muhtesemdi ve oyle doyurucuydu ki aksama kadar yemek yemeden durabildik..

deniz olarakta babylon ve kum beach'e gittik..sanirim su anda en begendigim 2 beach onlar cunku hem alan genis hem manzara guzel insanlar rahat insan kendini gercekten tatilde hissediyor... bir dahaki sefereyi iple cekiyorum..yapmam gereken bir suru task kaldi...

Monday, June 23, 2008

Türkiye susturdu...


Cuma günü Türkiye'nin zaferini resmen agzimiz acik izledik.. 119.dk'da tam hersey bitti elvada Euro 2008 derken, 121.dk'da Semih'in golu herhande 2dk icinde bir insanin yasayabilecegi en garip duygulari yasatti.. Türkiye bu turnuvayi en heyecanli yapan takim oldu ve artik kazansa da kaybetmesede turnuvanın en unutulmaz takimi olacagi kesinlesti.. insallah Carsamba gunu Almanya macindan sonra da yolumuza devam ederiz...

Thursday, June 19, 2008

babalar günü!


babalar gunumuz cok keyifli gecti.. annemler evde olmamin tadini cikartmak icin hizmetimden yararlandilar dogrusu cakmadim degil! gece 3'te eve geldikten sonra sabah 9bucuk'ta kalkip ozel kahvaltimi hazirlamaya koyuldum.. Kahvaltiya baslamamiz 11'i buldu tabi:) kahvalti deyip gecmeyelim lutfeeen.. ozel yumurtam mexican scrambled yumurtayi yapmak icin koyuldum.. avokado, kara fasulye dip ve salsa ile yumurtalari pisirdikten sonra uzerine cheddar peynirini koydum..
hic resim olmadigi icin kanitim yok malesef..butun kanitlar mideye indirilmis vaziyetteydi!
zaten bir de resim icin insanlari bekletsem herkes acliktan bayilicakti..
menumune annemin special boregi ve cilekli tartini da ekleyince sofra pek guzel gozuktu..
ayrica bir Cafe Organico klasigi olan "Smoothie"lerden yaptim, onceden dondurdugum muz ve cilekleri portakal suyu ile smoothie haline getirdim..
Bir de patetesli bir yan dish yapiyim dedim onun da tarifini coook guzel bir siteden aldim, resmini en azindan burdan gorebiliriz; http://thepioneerwoman.com/cooking/2008/06/crash-hot-potatoes/
tabi benim yaptiklarim bu kadar artisttik durmuyordu ama lezzeti cok yerindeydi yapmasi da cok guzel ve sik duran bir yemek..
bunu da alnimizin akiyla atlattiktan sonra yemegimize baslayabildik:)

babam icin cok hediye alamasamda Martha Stewart'tan 3 yasindakiler icin babalarina hediye icin onerdigi el isini yaptim:) resmini su anda yukleyemedim ama Costa Rica'li bazilari gorunce catlicak kanimca:)

Neyse bole geldi gecti iste bol yemekli bir babalar gunu.. yine nesemiz, tadimiz tuzumuz vejerteryan sarisin bombamizi ozleyip durdukkkk o daha tatli tatli uyurken!

euro2008


Euro2008 bi anda herkesin ilgisini cekti.. Turkiye'nin boyle bir basari gosterecegini kimse beklemiyordu.. Aslında cok ta ilgilenmiyodum ama maclarda Fatih Terim'in hareketlerini gorunce maclari izlemek gercekten cok eglenceli oldu.. bir de gol attigimizdaki sevincleri izlemek insanin tuylerini diken diken eden cinsten..
Ulke olarak her yonden zor bir donemden gecerken bu sevinclere hala "bir" olabilecek bir ulke olacagimiza inancimi arttirdi.. bence bu turnuva Türkiye icin sadece bir futbol macindan ibaret degil..zaten spor camiasindaki yasanan gerginlikler de oyle olmadiginin bir kaniti..


Cuma gunu Hırvatistan maci var.. Fatih Terim'e bol sans diliyorum sonra sanstan olmadi dese de bence ihtiyaci olacak:)
Viyana'nın kucuk sokaklarina ve gunesli havalarinda gezerken Euro2008 hazirliklarindan memnun olmayan yerli halk bakalım Turkleri o sokaklarda gorunce ne yapacak:)

Friday, June 06, 2008

affetmek ve sex and the city


geçen aksam sex and the city'e gittik.. ne kadar farkli bir hayat tarzlari da olsa, dünyanın öbür ucunda da olsa kadinlarin derdinin aynı oldugunu gormek hostu.

Ayşe Özyılmazer yazısında filmi çok güzel özetlemiş:

"* Bir kadının en büyük yatırımı kız arkadaşlarıdır.

* Elalemi boşver, kendi kurallarını kendin koy.

* İletişimi koparttın mı ilişkiler yan yatmaya hazırdır.

* Bi zahmet SMS ve e-mail'lerinizi kontrol edin e mi!

Ve işte gerçek şöyle:* Bir erkek için asla kendinden vazgeçme!"


aslında ben bunlara bir de "affetmenin verdiği huzur'u" eklemek istiyorum.. kolay affedebilen bir insan olarak gurur, kin gibi şeylerden hep uzak durmusumdur..bilmiorum belkide otekiler de memnunlardir hallelerinden ama ben kinci ve gurur yuzunden kendi kendini yiyen biri olamam..


ama olay su ki bir iliskide affeden olmak her zaman sizi daha guclu yapiyor.. eger affedilmeyi hak eden biri ne kadar sansli oldugunu anlayamiyorsa zaten ayni hatayi tekrar yapar ve o zaman sansini kaybeder..


bir de insanlara ikinci sansi vermek gerekiyor cunku hepimiz insaniz hepimiz hata yapioruz ve bazen affedilmek istiyoruz.. yinede kurallarımız olmali tabi.


film insani hem cesaretlendiriyor, hem umutlandiriyor hem de kotumser yapiyor.. ama hayat bu tur seylerle dolu değil mi? acilar, hastalıklar, zorluklar, beklentiler, mutluluklar, goz yaslari..

yalansiz, cikarsiz, icten, karsiliksiz asklara ve dostlar'a icelim...

Thursday, June 05, 2008

from beethoven from sex & the city

Be calm, only by a calm consideration of our existence can we achieve our purpose to live together
Be calm - love me - today - yesterday - what tearful longings for you - you - you - my life - my all - farewell.
Oh continue to love me - never misjudge the most faithful heart of your beloved.
ever thine
ever mine
ever ours

Vienna


Gecen haftasonu dogumgunu hediyem olan Viyana seyahatimize çıktık.. Viyana araştırmalarımdaki gibi çok keyifli, canlı ve küçük bir şehir çıktı.. Şehir merkezinin küçük olması ve gezilecek yerlerin birbirine yakın olması 3 gune birçok şeyi sıgdırmamızı sağladı.

En güzeli şehri metro ile karış karış gezebilmek ve turist olarak rahatca gezebilmekti..

Birbirinden güzel kafe, tarihi binalar içinde az nüfusuyla sessiz sokakları Viyana'yi yasanmak icin ideal bir sehir haline getirmis..
Hasburg ailesinin sarayları, görkemli kiliseleri hem bu ülkenin ne kadar degerli oldugunu hem de tarihte neler yasayarak bugüne geldigini gösteriyor.. Tabi bir de günümüze kadar bu güzellikleri ne kadar basariyla sakladiklari ve dünyaya nasıl duyurduklarını gorunce tebrik ediyorum..
Yemeklerini saymakla bitmez, applestrudel, sinitzel, Sacher torte, bir sürü güzel kahve ve farklı tatlarla dolu bir mutfağı var..
Mozart çikulatalarını nerdeyse yerlerde satacak kadar abartmaları, her restorantta apple strudel, sacher torte olmasi su kucuk ulkenin kendini disariya ne kadar guclu oldugu gosteriyor bence..
Bizde arasanız Safranbolu lokumlarını taaa nerelerde bulursunuz, bir sürü alışveriş merkezi var hiçbirinde Türkiye'nin meşhuuuur şeyleri yok. Bir döner kebabımız var o da ucuz mekanlara koyuluyor ama Viyana'da her sokakta pahalı-ucuz farketmeden pastaneler, kafeler mevcut.. biz kendimizi mi begenmiyoruz nedir.. lokumları saklıyoruz, donerleri saklıyoruz, akide şekerlerini, Beyoğlu çikulatasını saklıyoruz.. cayimizi bile bazi kafeler poset cay olarak veriyor! inanılır gibi degil.. bize özgü şeyleri bizler bile benimseyemiyoruz artık etrafımızdaki onca yabanci ürünlere yöneliyoruz.. neyse bu kadar elestiriden sonra tabiki ülkemin kahvesi olsun, dondurmasi ve bir çok farklı mutfağı olsun Viyana'dan çok daha üstün oldugumuzu bilmek aslında üzüyor beni..

19 mayıs'ta agva



19 mayıs'ta tatili fırsat bilip bol bol gezdim... uzun bir haftasonu oldugu icin her ihtiyacimi karsilamam icin idealdi. önce anneyle bir gezinti, sonra aksam taksimde arkadaslarimizla guzel bir gece gecirip günümü dolu dolu gecirmeyi basardim. malum ertesi günde iş için ayılma, kendine gelme günü olmadığı için sabahtan attık kendimizi sokaga ve agva yolunu tuttuk.. tabiki yolda giderken yol calismasi nedeniyle bir sıkışıklık yaşadik ve karnimiz iyice acikti..kendimizi gozlemecilere zor attik! eh tabi istanbul sosyetesi olunca gozlemeler pek begenilmedi ama bana o sirada ne yesem dunyanin en guzel yemegi geldigi icin sorun yasamadim..zaten yemek olsunda ne olursa olsun diyen biri icin kotu yemek bile ac kalmaktan iyidir! hani derler ya reklamin iyisi kotusu olmaz diye! benim icinde yemegin iyisi kotusu olmaz! kotu de olsa edindigimiz bir deneyim, bir konusma konusu yanimiza kar kalir! hehe bu bakis acisini sevdim cok mu polyanna'yim?

neyse yolumuza devam edelim.. agva yolu cok guzeldi, ormanlar,yesil, gokyuzu mavisi,gunes tam bir yaz havasiydi.. gol kenarina geldiginizde biraz soguk oldu ama gunes varken bir sorun yasamadik..
midede hala gozlemeler oldugu icin once biraz aktivite yapalim dedik ve kayigimizi kiraladik! cok cabalasamda beceremedim iki kolumu ayni anda hareket etmeye! e zaten kizlara gore diil bu isler..erkek isine karismiyim dedim taktim muzigimi rahat rahat sefa yaptim..

Sira yemege geldiginde artik baya bi acikmistik..Gizli Bahçe restorantında güzel bir yemek yedik.. soguk iyice bastırdı bu arada.. yemekten sonra arkadaslar kisa bir atv turu yapti ve ordan deniz bisikletimize binip yine nehirde bir tur attik.. yine erkek isine pek karismiyim dedim keyfime baktim:)
istanbul'a dönme vakti gelmisti..insana garip bir pazar sendromu cokuyordu..bunu asmak ve pazartesi gununun tatil olduguna kendimizi inandirmak icin eve gitmedik ve bir yerde monopoly oynadik..artik yorgunluktan bitkin dusmustuk ondan Pazartesi gunu zor gecti.. pazartesi gunu de "pazar" sendromu yasayarak gecti ama arasira bole kucuk tatiller hem isi ozlemeye yariyo hem de haftasonunu gercekten 2 gun yasayabiliorum..